Bir mumum var. Tek bir mum, hiç yakmadım onu. Bir kere bile. Koyu kırmızı rengi. Fil şeklinde, sırtının ortasından beyaz fitil çıkıyor. Liseyi sınıf birincisi olarak bitirince annemle babam hediye etmişlerdi. Bir gün o mumu yakarım diye düşündüm hep. Hiç yakmadım. Zaman geçtikçe onu yakmak giderek zorlaştı. Ne zaman o mumu yakacak kadar özel bir olay olduğunu düşünsem, onu yakmak için daha uygun, daha önemli bir an olabileceği geldi aklıma. Daha iyi bir şey olmasını bekledim ben de. Mum hâlâ orada, bir kitaplığın üzerinde, hiç yakılmamış halde bekliyor. Yeterince özel bir olay hiç olmadı.