Şu da unutulmamalıdır ki, devletlerin çöküş sebepleri her zaman ahlaki çöküşle başlar. Güce, zenginliğe kapılan yöneticiler yozlaştıkça devlet yozlaşır, yozlaşma büyüdükçe de çöküş başlar
Öyle ki bir sanat başarısı elde edememek sanata bağlanma gerçekleştiği takdirde bir çöküş, çözülüş, yozlaşma değil, sanatı tanıyor olmanın yüksek duygularını, irtibatlı olmanın hareket gücünü, seçerken seçilmenin esenliğini getiriyor.
"Nasıl ki günahkâr ve ihmalkar yaşam tarzının sebep olduğu fiziksel hastalıklar her türden insanı vurursa, tarifsiz acıların, katlanılmaz zulmün, acımasızca görmezden gelinişin sebep olduğu o korkunç ahlaki yozlaşma da, ayrım gözetmeksizin herkesi kırıp geçiriyordu."
》"...Her facianın zaman zaman komik anları olduğu gibi, her komedinin de sizi kahkahalarla güldürdüğü zaman dahi ardında gizli gözyaşları olabilir." diyor yazar kitapta. Adını da buna binaen koymuş anlaşılan. Ama içerisinde ironi de olduğu muhakkak. Çünkü kitapta komedi olduğu kadar bolca trajedi de mevcut.
》İçinde kaos, entrika,
Nasıl ki günahkâr ve ihmalkâr yaşam tarzının sebep olduğu fiziksel hastalıklar her türden insanı vurursa,tarifsiz acıların , katlanılmaz zulmün, acımasızca görmezden gelinişin sebep olduğu o korkunç ahlaki yozlaşma da ,ayrım gözetmeksizin herkesi kırıp geçiriyordu .
Sayfa 455 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Aşk egoyu Yener adlı 1 bölümde insanla bireysellikle hayatın anlamı ile ilgili yazılar yer alıyor
.
Memleketimizdeki günlük Hayatlar önceki kuşaklardan kalan değerlerin etkisi ve yozlaşma gibi konulardaki yazılardan ise Derya'dan habersiz mahirler bölümü ortaya çıktı
.
Barış çığlığı adlı bölüm evrensel kültür ve insanlığın ortak değerleri ile
İskender ve Sezar hakkında, ne yazık ki, bu kitaba kadar dillere pelesenk olmuş birkaç söz dışında bilgim yoktu. MS 46 yılında doğan Plutarkhos'tan, günümüze kıyasla çok yakın dönemde yaşamış olan, MÖ 356 ile 323 arasında yaşayan İskender ve MÖ 100 ile 44 arasında yaşamış Sezar'ı dinlemek güzeldi.
Plutarkhos, 151 adet eser bırakmış ve
alegorik bir anlatımla toplumların çöküşüne ve totaliter rejimlerin doğuşuna dair ibret verici bir hikaye sunar. Basit bir çiftlik hayvanlarının isyanı ve özgürlük mücadelesi gibi görünen öykü, insanlığın açgözlülüğü, hırsı ve güç tutkusu gibi karanlık yönlerini ustaca bir şekilde açığa çıkarır.
Orwell, hayvan karakterlerini kullanarak farklı
Ülkenin karanlık yıllarını mizahi bir dille anlatmış yazar.
Hayatın gerçeklerini distopya ile anlatan bir kitap.
Dönemin haksızlıkları, düzendeki yozlaşma vs. bir çok şey komik bir dille kaleme alınmış.
Hayat zaten bir şakadan ibaret değil mi?
Dayak BirincisiMuzaffer İzgü · Bilgi Yayınevi · 2017365 okunma
18. yüzyılda resmi gösteriler, izinli şenlikler, Hıristiyanlaştırılmış tören düzeni öncelikle şehirlerde, geleneksel eğlenceleri alt etti. Teşebbüsün ucu ister istemez, karnaval zamanı danslarla, oyunlarla, şölenlerle ‘iğrenç bir yozlaşma’ sergilemekle suçlanan gençlik birliklerine, yarışmalarına, oyunlarına, krallarına, geçici kurallarına ve charmerı’lerine de dokundu. 17. ve 18. yüzyılda o güne dek hiç olmadığı kadar toplumsal yapıya sızan devlet, bu tür grupların kısmi ve sınırlı da olsa bir nüfuza sahip olmasını hoş göremezdi artık.
Büyük hümanist Abraham Lincoln da öldürülmeden hemen önce şöyle demişti: "Cesaretimi kıran ve ülkemin güvenliğini düşününce titrememe neden olan bir krizin yakın gelecekte yaşanacağını öngörüyorum ... Şimdi şirketler göklere çıkarılıyor. Sonra yüksek mevkilerdeki rüşvet ve yozlaşma gelecek. Ülkedeki mali iktidar, insanların önyargılarına hitap ederek servetler birkaç elde toplanana ve Cumhuriyet yok edilene kadar egemenliğini genişletmeye çalışacak."
Lâkin...
Ne bilgisayar bilgisinin zayıf olması ne de FETÖ ile ilişki iddası onu koltuğundan erebildi. Ancak özel hayatındaki bir ilişki, görevden alınmasına neden oldu.
Charles Colton, "yozlaşma kartopuna benzer, yuvarlanmaya başladı mı çığ gibi büyür "diyor. Her gün bir yerinden temas ettiğimiz maaşlı troller, tepemize düşen çığın bir parçası sadece.