Yusuf

Yusuf
@ysfcglrr
Bu metin Hintçe dilinden otomatik olarak çevirilmiştir. Orjinali Göster
Kitapçı
Ön lisans
111 okur puanı
Ekim 2022 tarihinde katıldı
Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya, Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
Reklam
Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya! Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?
Ne yaldızlı hükümdar anıtları, ne mermer Ömür süremez benim güçlü şiirim kadar; Seni pasaklı Zaman pis bir mezara gömer. Ama satırlarımda güzelliğin ışıldar Savaşlar tepetaklak devirir heykelleri Çökertir boğuşanlar yapı demez sur demez, Ama Mars’ın kılıcı, cengin ateş selleri Şiirimde yaşayan anını yok edemez. Ölüme ve her şeyi unutturan düşmana Karşı koyacaksın sen; yeryüzünü mahşere Yaklaştıran çağların gözünde bile sana Bir yer var övgüm seni çıkarttıkça göklere Dirilip kalkıncaya kadar mahşer gününde Yaşarsın şiirimde sevenlerin gönlünde

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Var olmak mı, olmamak mı, budur işte sorun: Aklın katlanması mı daha soylu bir davranıştır Vicdansız kaderin attığı taşlara ve oklara, Yoksa dertler deryasına karşı silahâ sarılıp Direnerek yok etmek mi hepsini? Ölmek, uyumak; Ötesi yok; hem, uyuduk da son verdik diyebilmek Yürekteki sızıya ve bedene doğadan miras Kalan binbir sancıya. Bu son
Ne içindeyim zamanın, Ne de büsbütün dışında; Yekpare, geniş bir anın Parçalanmaz akışında. Bir garip rüya rengiyle Uyuşmuş gibi her şekil, Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil. Başım sükutu öğüten Uçsuz bucaksız değirmen; İçim muradına ermiş Abasız, postsuz bir derviş. Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim, Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim.
Reklam
313 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.