Aralık Ayı Hikaye Etkinliği (1 Aralık 2020- 2 Ocak 2021)
YENİ BİR İNSANLIK İNŞA ETMEK LAZIM Aylardan haziran. ‘Ölçme - Değerlendirme’ konulu eğitim seminerindeyiz. Boğucu, leş gibi bir salonda onlarca kişi oturmuş patlıyoruz. “Bize yeni salonlar lazım.” dedim. Perdeye yansıtılmış yazıların aynısını okuyup bizi sıkıntıdan öldürmeye çalışan bir ‘amir’ var. “Biz kendi kendimize de sıkılırdık.
Öyle...
Ben denizi çok severim ve bunun sebebini de bilmem. Denizi olan bir şehirde de büyümedim. Sivasa deniz gelmedi mesela. Dalgaların hırçınlığından mıdır, tuzlu suya alışkanlığımdan mıdır, zihnimde uzakları çağrıştırdığından mıdır yoksa hadsiz hudutsuz maviliğinden midir -ki mavi umuttur ya- bilmem. Severim işte. Yüzmeyi de bilmem hâliyle. İç denizlerimde defalarca boğulmuşluğum vardır. Dolayısıyla korkarım da bir yandan. Tanıştığım ilk deniz Karadenizdi ama yine de bir maviliği saklıyordu. En azından ben o umuda sığınıyordum. Herkes bilir; Karadeniz denilince akla gelen ilk sıfat 'hırçın'dır..."Sığ sularda yüzmektense derin sularda boğulmak iyidir." (yada öyle bir şey) sözünden de ilham alarak yüzmeyi öğrenmeye başladım. Çırpınışlarımın adı henüz kulaç olmuşken ama bir arpa boyu yol alamamışken resmen ve bizzat tanıştım Karadenizle. Beni içine çeken deniz tekme tokat dalmıştı. Hayatımın film şeridi gibi gözümün önünden akmasını bekledim fakat böyle bir şey olmadı. Bu iyiye işaretti. Ölmüyordum yani. Ama yaşamıyordum da. Nihayet karaya çıkarıldığımda tüm bu yaygarama Karadenizin cilvesi dediler. Ya ben cilve ne demek bilmiyordum yada Karadeniz sert seviyordu. Neticede benim denizi sevdiğim kadar onun beni sevmediği açıktı. O gün bu gündür bileklerimden yukarısı deniz suyu görmedi ve ben, deniz beni sevmiyor diye denizi sevmekten hiç vazgeçmedim. Bunu da neden anlattım bilmiyorum. :) youtu.be/gpSw1I150LY
Reklam
İki üç gündür haberlerin ilk gündem maddesi kar yağışı oldu. Karda mahsur kalanlar, trafik çilesi, evlerine ulaşmaya çalışanlar, meydana gelen kazalar vb. Sizce de garip değil mi? Yeryüzündeki insanları bu derece ilgilendiren tüm bu tabiat olayları, kar, yağmur, dolu, rüzgâr vb. hepsi ama hepsi üzerinde yaşadığımız yer yüzü ile onun beş on
Hayranlık değil de; bi tık yukarısı...😀😉
Kitap arkası yazısından .... 😻🌼🦉 ******* O ağacın altında uzanmaya devam ettim. Yıldızlar aslında nedir size söyleyeyim: Yıldızlar, acıdan delirmiş insanların gökyüzüne sıktıkları kurşunların açtığı deliklerdir. Bilim adamları sürekli yenilerini keşfettiklerini söylüyorlar. Bunda şaşılacak bir şey yok. Yukarısı bir gün dümdüz olacak. Sehir içinde dünya turu, kalbin içinde kapı zili, aklin içinde sergüzəştler... Kutu gibi evler, ebesinin örekesine çıkan sokaklar, yeteri kadar ölmüş insanlar. Dünya yalan, hatta adaletin bu mu ulan? Benim abim şampiyon! "Hayat, kitapta durduğu gibi dursaydı be Allahım." ******** Pazar günü , 💙
Aylin Balboa
Aylin Balboa
, 🤍
Belki Bir Gün Uçarız
Belki Bir Gün Uçarız
, ❤ ve Ben.... ⚘🌿
Tepenize çığ düştüğünde, bütün karın altında yatarken neresi aşağısı neresi yukarısı anlayamaz oluyormuşsunuz. Karı iteleyip kurtulmak istiyor ama yanlış yönü seçip kendinizi daha derine, kendi mezarınıza gömebiliyormuşsunuz..
Reklam
512 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.