Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Yeditepe Şiir Armaganı
'Kavel', günışığına çıkabilme olanağına kavuşmuş
ilk kitabimdir benim. Ondan öncekilerin serüvenlerini 'Koçero Vatan Şiiri' adlı kitabımın önsözünde kısaca anlatmıştım.
Gerçekte, ilk kitabımın 'Hiroşima' olması gerekirdi.
Ne yazık ki 'Hiroşima', Düşün Yayınevi'nde çıkan yangında gitti (1962). Yayımlanmış şiirlerimden oluşturduğum bir
kitaptı
İlk gençlik döneminiz 70'li yıllara tekabül ediyorsa, o yaşlara özgü çoğunluğun içinde olup arsalarda taşlarla kurulan çift kalelerde top oynamış ve üç büyük takımdan birini tutmuşsanız Metin Kurt’u tanıyorsunuz demektir, seyretmiş olmanız da mümkündür. Kitap tam da bu nesle göre, keyifle, eh biraz da hüzünle, hatıralar eşliğinde okunmayı
Fakir Baykurt'un son çalışması Eşekli Kütüphaneci. Tedavi olmak için yattığı Almanya'nın Essen kentindeki hastaneye giderken çantasında bu roman varmış . Hasta yatağında da bu romanın son düzeltmelerini yapmayı sürdürmüş;gücü yetene,bitene dek...
" Haydin kitapçı geldi ! Haydin kitapçı geldi haa !"
"Gülsün,Mevlüt,Kadir!
Bu kitap öykü kitabı değil! Araştırma kitabıdır.
Başlık biraz sorunlu gibi duruyor olabilir. Lakin kitap açıklama da öykü kitabı gibi anlatacağım demiş ama olmamış :D Ama öykü gibi olmaması kitabı kalitesiz yapmaz. yıllar öncesinin fizik araştırmalarından günümüze adım adım gidiyoruz. plantan,pauili dışarlamadan kara delik(keşke şu fizikçiler kara deliğin fotosunu görebilseydi. o kadar
Marifetullaha adanmasi gereken yolda her hizmetkarin başta kendi nefsine, benliğine hediyesi, özünün rehberi olsun
.
Esasen her konu hatta alt başlığında ayrı bir ilim barındırmakta insanın benliğini çözmede Kur'an'ın pratik düzlemdeki metodlarını ilke edinerek, insana doğru bakış açısı kazandırıp, insanı fıtratı üzeri yani kendi ekseninde kendisi ve muhatap olduğu olacağı her kişi için ölçütlerini sırayla ve örnekleriyle sunuyor ve bunu gerçekten zengin bir içerikle yapıyor.
.
İnsanın doğru yerde durması haddini bilmesi, muhatabını tanıyarak işte burası çok önemli muhatabının kimliği ve mizacına göre onun anlayabileceği şekillerde ilişki kurabilmesini , asla hakkından aşağısı ne de yukarısı olacak şekilde değer seviyesini ayna misali muhataba tutmak ve herşeyden öte muhatabı kazanmaya yönelik gayret sarfetmek. Bizim parolamiz budur.
.
İnsanı İlişkilerde On Altın Kural olsun
Kur'an'ı Kerimde Diyalog olsun bu başlıkların ayrı ders mahiyetinde incelenmesi, insanin sorununun çözümüne , acziyetine , caresizligine bizzat ayet ve hadislerle ve hocamızın yorumu ile cevap bulacağını belirtmek isterim
Hikmet hep arada kaldın...
Geçmiş ile gelecek arasında,
Gerçek ile sahte arasında,
Öfke ile merhamer arasında,
Umut ile çatesizlik arasında,
İki kadın arasında,
Bir apartmandaki iki daire arasında,
İyi ile kötü arasında,
Düşünceler ve davranışlar arasında,
Göğün yedi kat yukarısı ile yerin yedi kat dibi arasında,
Hayata tutunmakla, hayatı bırakmak arasında..
Tutunamadın, oyunlar yazıp oynayayım dedin. Herkese haddini bildirmek istedin ya da herkese yardım edebilmek.. Oyunlarını da anlamadılar. Maskelerin vardı bir sürü birini taktın çıkardın, sonra diğerini.. hep “mış” gibi yaptın... Usandın sende..
Bir tek Albay’a dökebildin içini uzun uzun, doya doya..
Çok yordular seni be Hikmet.. İnsanlar, eşyalar, kitaplar, oyunlar, olaylar, davranışlar ve beynini acıtan düşünceler.. Eşin sevgisizliğin sevgilin de bilgisizliğin timsaliydi. Herkes seni yalnız bıraktı. Sen tutunamadın değil aslında, kimse elinden tutmadı, “sen”i görmedi..
Oğuz Atay’ın karmaşık gibi görünen, ironilerle dolu, alaycılığından, gerçekçiliğinden, maskelerimizi alıp yere çalan, aynayı yüzümüze tutan, sana, bana tüm topluma tutan bir dille yazdığı ve tutunamayan insanların varlığını hatırlatan muhteşem bir kitap..
Size benden bir tavsiye:) Kolay kitaplar okumayın, kaliteli kitaplar okuyun..
Orhan PAMUK'un eseri olan "Gizli Yüz" eserini okuduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum.
Bana hissettirdikleri çok derindendi.
Adeta bu eserde geçen bir çok yüzden biri olmak istedim.
Bende saatimi yanıma alıp içimden geçenleri anlatmak isterdim.
Tıpkı eserde geçen teyze gibi evim yokuş yukarısı değil de aşağıda bir yerlerde
Bir solukta okunacak tarzda bir kitap. Divan edebiyatindan verdiği misallere yaptigi açıklamalar ile okurken bol bol düşünduruyor.
Siirleri okurken o ahengi bozarak tektek kelimelerri bulmaya calisarak degilde Hayati Hocanin tavsiyesine uyarak okudum .
"Şiir okurken zevkini kacirmamak için düşünmeden okumak lazım. Sonra mutaala ederiz,diger ifadeyle tetebbu ederiz" diyor.
Şiirle pek ilgisi olmayan biri olarak ben dahi hayran kalarak okudum şiirleri . Yer yer şailerimizle alakalı kisa bilgiler verilmekte.
Ve sayfayi cevirmeye çalıştim ki bitmis kitap...
Mirasımızı bizlere kazandırdığı, tanıttığı icin tesekkurler Hayati Hoca..
Şair Hayali diyor ki:
Ne zillet vermeye rağıp ne devlet hâhımız vardır.
Ko gayri gayra yâr olsun, bizim Allahımız vardır.
Bir medeniyetin özetidir bu.
Birini indirmek gibi bir derdim yok, yükselmek gibi de arzum yok iştahım da yok.
Aşağısı yukarısı farketmez, bırak başkaları başkalarına yar olsunlar, bizim Allahımız var diyor. Allahına kurban
FRANZ KAFKA-CEZA SÖMÜRGESİ- Çev: İlknur Özdemir- Kırmızıkedi yayınları-syf.55
Ceza Sömürgesi uzun bir öykü ya da çok kısa bir roman. Bazen kısacık bir öykü öylesine sıkı dokunmuş, yoğun, derinliğine işlenmiş ve felsefi çağrışımlarla yüklüdür ki bu bağlamda çoğu romandan daha uzundur. Tersi de mümkündür, bazen upuzun bir roman öylesine yüzeysel
