Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
234 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Kadının adı hala yok...
Şükürler olsun ki kadın olarak yaratılmadım. (Yahudi din adamları) En iyi kadın, ortalıkta en az görünen kadındır. (Eski Yunan anlayışı) Kadının adet görmesi dinen noksan olduğuna kanıttır. (İsmet Özel) Kadın, yaratıldığı ilk andan itibaren horlanmış, ikincilleştirilmiş ve erkeğin zevksel emrine verilmiştir. Gerek çok tanrılı dönemlerde,
Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın
Tek Tanrılı Dinler Karşısında KadınFatmagül Berktay · Metis Yayıncılık · 2021652 okunma
16312 Pdf Var, Pdf okuyan varsa İstediği kitabı indirip atabilirim
1917 Sovyet Devrimi Cilt 1 Gorki vd. Evrensel Basım Yayın.pdf 5,5 MB Kütüphane 1 1917 Sovyet Devrimi Cilt 2 Gorki vd. Evrensel Basım Yayın.pdf 5,7 MB Kütüphane 1 3. Enternasyonal'de Faşizm Üzerine Tartışmalar Belgeler I Dönüşüm Yayınları.pdf 4,1 MB Kütüphane 1 3. Enternasyonal'de Faşizm Üzerine Tartışmalar Belgeler II Dönüşüm Yayınları.pdf 5,2
Reklam
572 syf.
·
Puan vermedi
·
16 saatte okudu
 Kitabın önsözünde yazdığı üzere, Tanilli bu kitabı yazarken amacının; “Liseyi bitirip üniversite ya da yüksekokul okumaya başlamış olan kişilerin uygarlık bağlamında; tarih, sosyoloji, felsefe ve sanat açıklarını kapatmak ve bu konularda asgari bilgi sahibi yapmak” Bu amaç yazdığını söylüyor haklı ama Fransız Ihtilali'nin getirdiği ansiklopedik
Uygarlık Tarihi
Uygarlık TarihiServer Tanilli · Cumhuriyet Kitapları · 2009617 okunma
“Yunan demokrasisi nüfusun yüzde ellisinden fazlasını, yani kadınları ve köleleri dışlıyordu. Kadınların Yunan tiyatrosundaki paradoksal konumunu bir düşünün. Yunanlı kadınların oyunları izlemesi yasaktı. Daha sonraki daha aydınlanmış yüzyıllarda, amfiteatrlara girmelerine izin verildi ama sadece sahneyi en kötü gören yerlerde oturabiliyorlardı. Öte yandan oyunlarda kahraman kadınlar vardı..”
Sokrates
Çeşitli kentler birçok yerde çarpışıyorlardı. Ama en çok Yunanlıyı öldüren Yunan savaşı, az sayıda olmaktan dolayı az gururlu Sparta oligarşisiyle, herkesi temsil ettiğini iddia eden azınlık demokrasisi Atina arasında oldu. Sparta, İsa’dan önce 404 yılında, çok kanlı bir sürecin ardından, flüt ezgilerinin eşliğinde Atina surlarından içeri girdi. Peki, Atina’dan geriye ne kalmıştı? Batan beş yüz gemi, vebadan ölen seksen bin kişi, savaş boyunca can veren sayısız asker ve sakatlarla, delilerle dolu bitmiş bir şehir. Ve Atina adaleti vatandaşları içindeki en düzgün adamı ölüm cezasına mahkum etmişti. Agora’nın büyük hocası, halk meydanında dolaşırken yüksek sesle düşünerek gerçeği arayan insan, yeni sona eren savaşta üç çarpışmaya katılmış olan kişi suçlu bulundu. Yargıçlar belki de, Atina’yı onunla dalga geçerek, onu çok eleştirerek ve asla pohpohlamadan sevmiş olmasından ötürü suçlu bulunduğunu söylemek isteseler de, onun gençliği yozlaştıran kişi olduğu yönünde karara vardılar.
Tarih daima şişirilir, eksiltilir.
Sadece klasik çağla sınırlı olan bu kısa soluklu Yunan tarihi, düşünebilece­ğimizden çok daha güçlü bir forma mentisin [zihniyet] ürünüdür; bu kültürel yaklaşım, boyun eğdirilen Yunanların, Khaironeia'da sona eren Altın çağda yaşamış hemşerilerinin kahramanlıklarını yüceltmeye devam ettiği Roma İmparatorluğunda zaten geçerliydi. Günümüzde bile okullarda (ve bazı içler acısı örneklerde üniversite düzeyinde bile), tarih eğitimine çok az zaman ayrılmasından dolayı, Myken dö­nemi, hatta hellenistik çağ apaçık bir şekilde feda edilmekte, hatta tamamıyla görmezden gelinmektedir: halbuki öğretmenlerin en dalgını bile, öğrencilerinin Akropolis'i ve yakınlarındaki Pnyks'ü kapsayan rehberli bir geziyi ve Perikles'in Atina demokrasisi üzerine söylevini kaçırmasına izin vermeyecektir.
Sayfa 26 - Alfa Yayıncılık
Reklam
Gerçekten Epikuros’un hayatı boyunca damla (gut) hastalığından mustarip olması ve bu hastalığın getirdiği büyük acılarla boğuşmak zorunda kalmasından ötürü en büyük iyiyi veya hazzı, acı yokluğu olarak düşünmüş olduğunu söylemek fazla mı psikolojizm olacaktır? Veya Platon’un soylu bir aileden geldiği ve sitenin politik hayatında aktif bir rol oynamak istediği halde Atina demokrasisinin hayatında en saygı duyduğu kişi olan hocası Sokrates’i idam ettirmiş olmasından dolayı demokrasiye düşman kesilmiş olduğunu söylemek aşırı sınıfsal-psikolojik bir analizde bulunmak mı olacaktır? Peki, Sofistlerin ortaya çıkışlarını Yunan sitelerinin hayatında meydana gelen büyük sosyal-siyasal değişmelerle açıklamaktan daha makul ne olabilir? Ancak öte yandan hazzın acı yokluğu olduğunu söylemek için insanın illa kronik bir hastalıktan mustarip olmasının gerekmediği de açıktır. Başka deyişle insan, hiç de böyle bir hastalığa uğramadığı halde gözlemleriyle, tecrübeleriyle, aklıyla böyle bir görüşü doğru bir görüş olarak savunabilir. Aynı şekilde hocaları Sokrates, Atina demokrasisi tarafından idam edildi diye onun öğrencisi olan bütün soylu aile çocukları da demokrasi düşmanı kesilmemişlerdir.
Demokraside İnsan Şahsiyeti
Eski demokrasilerin en mükemmel örneği olan Atina demokrasisi ise yine Yunan devletinin yıkımını hazırladı. Roma İmparatorluğuna bağlanan bütün halk mümessillerinden meydana gelen Plebler Meclisi bu imparatorluğu devirdi. Otoriteli rejimlerin en güzel örneklerini İslâm halifesi Ömer'in ve Osmanlı padişahı Yavuz Selim'in devletlerinde buluyoruz. Her yerde insanların çoğunluğu şer ile ihtirasları aradığına göre, topluluğun oyuna başvurulduğu yerde şer ile zulmün kazanacağı tabiî görülmelidir.
Sayfa 140 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
200 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Yunan filozof Platon tarafından yazılmış, Sokrates'in bir grup Atinalı tarafından şehrin tanrılarına inanmayışı ve gençlerin ahlakını bozması gerekçesiyle suçlanışını, Atina demokrasisi tarafından yargılanışını ve cezalandırılmasını konu alan diyalog. Euthyphron adlı diyalogun devamı niteliğindedir. Eser, Euthyphron ve Kriton ile birlikte bir üçleme oluşturur. Euthyphron mahkemenin hemen öncesini, Savunma mahkeme sürecini, Kriton ise mahkeme sonrasını anlatır. Sokrates'in ölüm, ruh, hayat, ahlak ile ilgili fikirlerini felsefesine sarılarak anlattığı müthiş eser. Eğer felsefe alt yapınız varsa, cümleler arası bağlam kurabiliyorsanız, terminolojiye hakimseniz o zaman bu kitap önünüzde bir okyanus olacak. Her okuduğumda yeniden hayran olduğum ve her defasında zihnimde bambaşka bir pencere açan canım Sokrates
Platon (Eflatun)
Platon (Eflatun)
Sokrates'in Savunması
Sokrates'in Savunması
Sokrates
Sokrates
Sokrates'in Savunması
Sokrates'in SavunmasıPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202052,5bin okunma
Bakış Açısı --8
Yakın bir zamana kadar, Atına demokrasisini inceleyen tarihçiler laf arasında değirmenin dışında kadınlardan ve kölelerden asla bahsetmezlerdi. Köleler Yunan nüfusunun çoğunluğunu kadınlarsa yarısını oluşturuyordu. Atina demokrasisi kadınların ve kölelerin bakış açısından nasıl görünüyordu acaba ?
Reklam
Yunan demokrasisi özgürlüğü seviyordu, ama tutsaklarının emeği sayesinde varlığını sürdürüyordu. Erkek ve kadın köleler toprağı işliyorlardı, yolları açıyorlardı, gümüş ve taş aramak için dağları kazıyorlardı, evleri yapıyorlardı, kıyafetleri dokuyorlardı, ayakkabıları dikiyorlardı, yemek pişiriyorlardı, çamaşır yıkıyorlardı, ortalığı süpürüyorlardı, mızrakları, zırhları, çapaları ve çekiçleri döküyorlardı, eğlencelerde ve genelevlerde zevk veriyorlardı ve efendilerinin çocuklarını büyütüyorlardı. Bir kölenin fiyatı bir katırınkinden daha ucuzdu. Horgörülen bir tema olan kölelik şiirde, tiyatroda ve duvarları, küpleri süsleyen resimlerde nadiren görülüyordu. Filozoflar, bu durumun alt tabakadaki varlıkların kaderi olduğunu teyit edip sanki fitili ateşlememek için onları yok sayıyorlardı. Onlara dikkat edin diye uyarıyordu Eflatun. Kölelerin, diyordu, kaçınılmaz bir biçimde efendilerinden nefret etme eğilimi vardır ve sadece sürekli bir gözetim hepimizi öldürmelerini engelleyebilecektir. Aristoteles ise mevcut emniyetsizlik ortamı nedeniyle vatandaşlara askeri eğitim verilmesinin şart olduğunu savunuyordu.
109 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.