Büyük aşklar nefretle başlar... Polis kızımız Simay ve yakışıklı prensimiz Borkan için de böyle oldu. Farklı kültürlere sahip olan ikili, Kerem ve Hasretin korumalığını yapmak için Kaş''a giden Simay'in Borkan'la karşılaşmasıyla başlar. Her ne kadar birbirlerinden nefret ettiklerini düşünseler de kader ağlarını onlar için öyle bir ördü ki çözmek mümkün olmadı. Aşk kaçınılmazdı! Maddi sıkıntılar yaşayan Simay, Kuvveyt'e dedesinin yanına gider. Ve o günden sonra olay zincirlerinin ardı arkası kesilmedi.
*Okyanusun ortasında iki yabancı gemiydik. Kendi rotamızda giderken fırtına çıktı yan yana geldik. Kurtulmak için birbirimize yardım etmek zorundaydık, yoksa batacaktık.
*"Aşkı sevgiyle beslemezsen ölmeye mahkumdur."
*Hiç bitmeyecek sandığımız günler vardır, biterler.
Hiç dinmeyecek sandığımız fırtınalar da dinerler.
Ve asla yaşayamayacağımızı sandığımız duygular vardır, aniden kapımızı çalan...
"Gönlümde bir fırtına sonu tufan,
Rüzgar her estiğinde adını söylüyor.
Kulaklarım sağır olsun diliyorum.
Dudaklarıma mühürlenmiş gibi
sözcük gibi ismin...
Hangi cümleye başlasam başına
adını koyuyorum.
Dilim lâl olsun istiyorum.
Aklım bir zincir vursun yüreğime,
Her halkada demirin soğukluğu yaktığın ateşi söndürsün diliyorum.
Kalbime ayaz vursun, donsun.
Öldürmeye çalıştığım sen değilsin!
Kaçtığım sen değil...
Elimde bir hançer, sen yeni güne doğ.
Bırak ben öleyim...
🥀
Bu sabah bir Sen aç gök yüzüme
Bu sabah Sen doğ gönlüme.
Bu sabah Sen kon gözlerime.
Bu sabah, tam da bu sabah
Sen al gözlerimden bulutları.
Sen ol umutlarım, sen ol arzularım.
Bu sabah Sen saplan yüreğime.
Sen, evet, evet, Sen sevdiğim,
Bu sabah beni bana döndüren de
Beni bana sevdiren de Sen ol, hasretlim.
Simay; güzel olduğu kadar güçlü ve işinde başarılı bir polistir.
Can dostu ve meslektaşı Polat, Kaş'a gidip, arkadaşları olan Kerem ve Hasret çiftine korumalık yapmasını istediğinde bir dakika bile düşünmez. Görev için gittikleri otelde onu kötü bir sürpriz bekler. Nefret ettiği Araplar her yeri sarmış üstüne üstlük bir Prens bozuntusu,