"Hiçbir insan dünyaya kendi isteğiyle gelmez. Hiç bize danışılmadan kendimizi sahneye atılmış olarak buluruz; kimimiz başrolü kapmıştık, kimimiz basit figüranlardık, bazıları oyun bitmeden sahneden çekilir ve temsili, günün programına uygun olarak gülerek, ağlayarak ya da sıkılarak, koltuklardan seyrederdi."
Susanna Tamaro'nun Yüreğinin
Görüyor musun? İnsani şeyler her zaman çok karmaşıktır. Bu nedenle, diyorum sana, en önemli sorun dürüstlüktür ;ondan yola çıkarsak her yere varabiliriz.
Ari’nin sözleri geliyordu aklıma: “Yasanın katılığı ve merhamet hep yan yana yürürler ama en önemli kararlarda üstünlük hep ikincisinindir çünkü bir annenin içi asla evladına kıyamaz.”
Bir uçak düştüğü zaman aramaya çıkılan ilk şey kara kutudur, sanırım aynı şey tren kazalarında da yaşanır. O küçücük kutunun içinde her şey – rota, manevralar, duruma neden olacak en küçük ayrıntılar: Kararsızlıklar, raydan çıkmalar, karanlıklar, çarpışmalar, hepsi kayıtlıdır. İnsandaysa bu görev belleğe verilmiştir. İnsanoğlunu oluşturan, onu hem kendi hem çevresindeki dünya hem de tarih içinde bir yere konumlandıran anılarıdır ve sözler arkamızda bıraktığımız izlerdir.