Unutma.. Senden daha iyi şairler çıkacak.. Bunu hazmet yüreğinde.. Sonra geril, şiirine ver kendini.. Senden daha iyi bir şâir varsa, emin ol ki o, kendi poetikasına, senin kendi poetikana sahip çıkışından daha çok sahip çıktığı içindir..
Boyun eğdirdiği J'iamat'a geri döndü Efendi Nibiru.
Ona doğru ilerleyip onun cansız bedenini seyretmek için durakladı.
Canavarı maharetle ikiye ayırmayı planlamıştı yüreğinde.
"Kalplerin sahibi Allah'tır kızım. Aşk, O'na giden bir yol- dur. Lakin bu yol anlaşılmaktan ötedir, geçtiği yerler göz- lerden gizlidir. Kula âşık olup Allah'ı bulan niceler vardır. Aşk insanın yüreğinde bir kez kıpırdanmaya görsün, çok geçmeden benliğinde saltanat kurar. Gerisi bünyenin zayıf- laması, rengin sararması, görüşün kısıtlanması, konuşmayı terketmesi, zihni unutkanlaştırması, yürüyüşü tökezletme- sidir. Sende bunları sırasıyla gördüm kızım. Üstelik aşk sen- de edep dairesinden hiç çıkmadı, taksirata dönüşmedi; ne kendine karşı, ne ahaliye karşı. …”
Ben öfkeliydim, buna karşılık karamsardı o
Tutkuların oyununu biz ikimiz de tanımıştık
İkimize de yaşam ıstıraplar vermişti;
İkimizin de yüreğinde korlar sönmüştü
İkimizi de artık beklemekteydi hıncı
Bir Tamburi Aziz Bey geçti buradan..
Acıklı bir öykü, yüreğinde sızılarla sonlanan ömürler, gereksiz yere büyütülen kinler ve geride bırakılmış vicdan.
Başı dimdik, her şartta kendine güvenini gösteren Aziz’in hikayesini okuyorsunuz. Onu okurken aslında kadersiz annesini, suçunu kinle örten babasını, bencilliği ile hayat söndüren Maryam’ı, umutları dönüp silik bir hayata tutunan Vuslat’ı, vicdanın sesini bastıramayan Zeki’yi göreceksiniz. Gördükçe onlarla aynı yolları yürüyecek, şöyle olmasaydı nasıl olurdu diyeceksiniz.