Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yurttaşın Görevi
Görev!... Yurttaşın görevi!... Düşünüyorum da, bugünün insanı için nasıl da içi boşalmış kavramlar bunlar! En azından yakın çevremi, kentimi, ülkemi gözümün önüne getiriyorum. Kaç kişi kaldı acaba bizim buralarda, birilerine, özellikle de 'site'ye karşı görevleri olduğunu gerçekten düşünen? Sokaktaki insandan, yaşamın önünde sürüklenip giden, kolay yönlendirilir yığınlardan, Sokrates'in deyimiyle 'kalabalıktan' söz etmiyorum. Düşünenlerden, okumuş yazmışlardan, yine onun deyimiyle 'dediğine bakılması gereken' kişilerden söz ediyorum daha çok. Onlar arasında 'site'nin bir anlamı, bir önemi kaldı mı diye soruyorum kendi kendime. Herkesin kendi kabuğuna, kendi zırhının arkasına çekildiği, toplumdan, özellikle de devletten umudu kestiği, herkesin birbirini sollamaya çalıştığı ve her şeyden, ama her şeyden önce kendi çıkarını kolladığı bir dünyada, dörtnala kalkmış bir iş-ticaret-borsa-dalavere dünyasında 'site'nin bir anlamı kaldı mı? Devletin işlevini şirketlerin, 'yurttaş'ın yerini 'müşteri'nin almaya başladığı bir dünyada, yurttaşlık görevlerinden mi, müşteri yükümlülüklerinden mi söz edilebilir artık?
Sayfa 9 - CANCEP 16 - Samih Rifat İstanbul, Aralık 2004Kitabı okudu
Sanatsal düşünce alanında belli başlı kimselerin eksikliği özellikle göze çarpmaktadır. Müzik ve resim kesinlikle bozulmuş ve çok sevilir olmaktan çıkmıştır. Politikadaysa sadece önder "yokluğu ile kalınmamış, ruh özelliği ve yurttaşın doğruluk duyguları büyük ölçüde kaybolmuştur. Böyle bir özelliğe dayanan demokratik parlamantcr rejim, bir çok yerlerde sarsılmış, diktatörler doğmuş ve tutunmuşlardır. Çünkü insanların yücelik duygusu ve bireysel haklar artık yeterince köklü değildi. Koyun sürüsü gibi kitleler, iki hafta içinde gazeteler tarafından öylesine bir heyecan ve telâşa düşürülebilirler ki, bu insanlar başta bulunan bu işlerle ilgili bir kaç partinin değersiz amaçları uğruna ölmek ve öldürmek için üniformaları geçiriverirler sırtlarına. Zorunlu askerlik görevi bana bugün uygar insanın yoksun bulunduğu birey saygısının nasıl ortadan kalktığını gösteren en kö tü belirtisi olarak görünüyor. Şüphesiz ki uygarlığımızın söndüğü üstüne kehanetlerde bulunanlar da vardır. Ben bu karamsarlardan değilim; daha iyi günlerin geleceğine inanıyorum.
Reklam
Orwell, dilin, yazının duruluğu konusunda, tutkuya varan bir titizlik gösterirdi. Tehlikeli olmakla birlikte, gerekli bir oyundu oynadığı. Gerekliydi, çünkü dilin gerilemesi, düşüncenin de gerilemesidir ve bu, iletişimin zedelenmesi anlamına gelir. OrwelPe göre özgürlük, yazıyla ilintilidir ve özgürlüğü yok etmek isteyen bürokratlar kötü konuşur, kötü yazarlar; anlamın, bütün anlamın kaybolduğu cümlelere sığınırlar. Her yurttaşın, özellikle de gazetecilerin görevi, bu tür cümle ve sözcükleri yakalayıp bunlara karşı savaşmaktır. Bu kaba, kısır dile karşı savaşımında Orwell tek başına değildir, ama büyük çoğunluk, soruna estetik açıdan, alayla yaklaşır. OrwelPi başkalarından ayıran, konuya sonsuz bir ciddiyetle eğilmesi ve dille özgürlük arasında doğrudan bağlantı kurmasıdır. E. M. FORSTER
Tayfun bunu beğendi. :))
Zenginleşmek günah olmak şöyle dursun, her yurttaşın görevi idi. Namusuyla çalışarak para kazanan, milletinin rahatını da artırmış oluyordu...
Sayfa 82 - İş Bankası Kültür Yayınları
İster atomlar olsun, ister doğa, hepsinden önce doğa tarafından kontrol edilen bütünün bir parçasıyım ve benimle aynı türden olan diğer parçalarla bir yakınlığım var. Bütünün bir parçası olduğumu hep hatırlarsam, bütünden payıma düşenlerin hiçbirinden rahatsızlık duymam, zira zararlı hiçbir parça bütünde yer alamaz. Bütün varlıklar bu özelliğe sahiptir. Evrensel doğanın sahip olduklarının dışında başka bir özelliği daha vardır: Herhangi bir dış etken tarafından kendisine zarar verebilecek herhangi bir şeye zorlanamaz. Bütünün bir parçası olduğumu hatırladıkça, ondan kaynaklanan her şeyi memnuniyetle karşılarım, doğanın benimle aynı türden olan diğer parçalarıyla yakınlığımı da hep hatırlarsam toplumsal olmayan hiçbir iş yapmam. Aynı türden olanları daha çok gözetir, bütün çabamı ortak çıkara yöneltir, onun aleyhine bir durumdan kaçınırım. Kendi yurttaşlarına yararlı işler yaptığı ya da kentinin verdiği görevi memnuniyetle karşıladığı için bir yurttaşın yaşamının daha iyi olması gibi, ben de bunlara uyarsam yaşamım daha iyi olur.
Sayfa 103 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
anlamıştı ki, zenginleşmek günah olmak şöyle dursun, her yurttaşın görevi idi. namusuyla çalışarak para kazanan, ulusunun rahatını da artırmış oluyordu.
139 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.