Kendi acınası yaşamlarına şekil veremeyen ruhlar, kendilerine bir hayat ortağı bularak onun hayatına şekil vermeye çalışıyorlardı. Çünkü, kendi hayatlarının şekli kalmamıştı...
Sayfa 47 - Kitapyurdu Doğrudan YayıncılıkKitabı okudu
Belki bir gün, geride kalan kısmımı tamamlamak adına kapımı çalarsın. Sana, tokalarımda kaybettiğim ölmüş saçlarımı gösteririm. Pencereden dünyaya tükürürüz birlikte... Sonra af dileriz, üzerlerine tükürmediğimiz insanlardan bile...
Sayfa 53 - Kitapyurdu Doğrudan YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Ölünceye kadar sevecektin beni diye, babamı suçlayacağım. Papatyalar ekeceğim çürüyen bedenine... Haykıracağım yine, aşk yalnızca filmlerde kaldı diye... Bir gün, boğazını sıkarak bir suç daha ekleyeceğim, sokak lambalarını kıran ellerime. Söyleyeceğiz şarkılarla birlikte... İnsan, hayatta bir kez sever diye... ...insan, hayatta bir kez âşık olur... ...hayatta bir kez kanar... ...bir kez doğar... ...kez ölür...
Sayfa 55 - Kitapyurdu Doğrudan YayıncılıkKitabı okudu
yusuf kuyusundan çıkılmaz! çünkü yusuf kuyuda sürekli Allah’ladır bu dünya Firavun’a darken Yusuf’a yardı
"Yoksul bir yalnızlık, en fazla kaç mevsim sürer?” dedi, çöp tenekelerinde kaybettiği nefesini arayan ihtiyar dilenci. Dedim ki, “Ciğerimi didikleyen parmak izleri güneye göç etti."
Sayfa 84 - Kitapyurdu Doğrudan YayıncılıkKitabı okudu
Dünya; tel örgüler ve mayın hatlı sınırlarla ayrılmış fiziği, karbonmonoksit kokulu dudakları, petrol ve doğalgaz yüklü kimyası, yalnızca filtreli fotoğraflarda kalmış biyolojik çeşitliliği ve sahtekâr kelimelerle ateşlediği nükleer bakışları ile odamın kapısından göz kırpıyordu... Masum çocukların henüz çürümemiş ölü bedenleri ve koca bir hiç uğruna can vermiş yeşil üniformalı genç askerlerin kanlı postalları, kör ve dilsiz dünyanın kepçe kulak deliklerinden dışarı sızıyordu...
Sayfa 25 - Kitapyurdu Doğrudan YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
585 öğeden 471 ile 480 arasındakiler gösteriliyor.