Ermenilerle Osmanlı Devleti arasında meydana gelen anlaşmazlık ve çatışmalar, 1915 yılında başlamadı. Ta 1881’lerde başlayan ve İngiltere, Fransa, Rusya gibi ülkelerin müdahaleleriyle gelişen bir süreçtir bu. Döneme ilişkin belgelere baktığınızda, Doğu Anadolu’daki altı viláyette yaşayan Ermenilerin örgütlendiğini ve Rusların da desteğini alarak Müslüman köylerine saldırdığını görürsünüz.
Yusuf Halaçoğlu- Sürgünden Soykırıma Ermeni İddiaları
Günümüzde sıkça kullanılan "tehcir" kelimesi, Osmanlı tarih terminolojisinde bugünkü tabirle tam olarak, ülke içinde bir yerden başka bir yere nakil anlamını taşıyan "zorunlu göç" karşılığında kullanılmış olup, Osmanlı Devleti'nce Ermenilerin zorunlu göçü, belgelerde "sevk ve iskân" olarak adlandırmıştır. Bu sebeple tehcirin anlamı, çoğu kimselerin ve özellikle Ermeni diasporasının kullandığı, yurt dışına çıkarma anlamındaki "deportation"la eşdeğer değildir. Zira Ermeniler, yine Osmanlı Devleti'ne ait olan Suriye Vilâyeti'ne nakledilmişlerdir.
Sayfa 39 - Babı Ali Kültür YayıncılığıKitabı okudu
Reklam
Yusuf Halaçoğlu-Sürgünden Soykırıma Ermeni İddiaları
Henry Morgenthau'un hatıratında, Ermeni Protestanlarmm vekili Zenop Bezciyan'la olan görüşmesinde anlamını bulmaktadır: "Ermeni Protestanlarımn vekili Zenop Bezciyan uğradı. Schmavonian kendisini benimle tanıştırdı. Okul arkadaşıymışlar. [İçerilerdeki] şartlar hakkında bana çok şey anlattı. Zor'daki Ermenilerin hallerinden oldukça memnun ol- duklarını söylemesine şaşırdım; işlerini kurup, hayatlarını kazanmaya başlamışlar bile... Bana çeşitli kampların nerelerde olduğunu gösteren bir liste verdi ve yarım milyon kişinin buralara nakledildiğini sandığını söyledi. Kış bastırmadan onlara yardım edilmesi gerektiği hususunda ısrarlıydı''.
Sayfa 87 - Babıali Kültür YayıncılığıKitabı okudu
10 Haziran 1915 tarihinde yayınlanan talimatname ile tehcire tabi tutulan Ermenilerin malları koruma altına alındı. Bir başkanla bir ömür ki diğeri de maliyeden olmak üzere iki üyeden oluşan terk edilmiş mallar komisyonu kuruldu. Bu komisyonlar boşa atılan köy ve kasabalardaki Ermenilere ait malları tespit edecek mufassal defterlerini tutacaktı. Defterlerden biri mahalleyi kiliselerde korunacak biri mahalle yönetime verilecek biri de komisyonda kalacaktı. Bozulabilen eşya ile hayvanlar açık artırma ile satılacak ve parası korunacaktı. Komisyon gönderilmeyen yerlerde beyanname hükümlerini mahalli görevliler yerine getirecekti. Bu malların Ermeniler dönünceye kadar korunmasından hem komisyon hem de mahalleye daireler sorumlu olacaktı.
Türkler Cilt 01 İlkçağ
Bugünkü Kazakistan’da bulunan Alma-atı şehrinin 50 km. doğusunda Yesik Kurgan’da yapılan kazılarda, M.Ö. V. veya IV. yüzyıldan kaldığı sanılan mezarda ortaya çıkarılan ve Göktürk harflerinin en eski şekli olduğu sanılan bir yazı bulunmuştur. Bu buluş Türk yazısının Milattan önce teşekkül etmiş olabileceğini göstermektedir.
Buna karşılık Ermeni tehciri, Osmanlı toplumunda kendi halinde yaşayan bir topluluğa karşı alınmış bir karar olarak da değerlendirilmemelidir. Yani Ermeni ler bu konuda tümüyle masum değildir. Öyle ki, tam Çanakkale’de ölüm kalım mücadelesinin verildiği bir sırada düşmanla işbirliği yapan ve planlı bir biçimde Van’dan Zeytun’a kadar bir çok şehirde isyan çıkaran, insanları katleden, ordu mühimmat konvoylarına saldırılar düzenleyen bir topluluğa karşı, her devletin alacağı yasal tedbirler ne olabilir?
Sayfa 72 - Babıali kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
1887 'de Cenevre'de Marksist Ermeniler tarafından kurulan Hınçak Partisi,1890 'da İhtilâlci Hınçak Partisi adını aldı.Partinin programdaki ilk hedef ,Anadolu'daki Ermenilerin siyasi ve milli bağımsızlığını sağlamaktı.Anadolu'da ihtilâlle gerçekleştirilecek hedeflere ulaşmak için takip edilecek usûl ; propaganda,kışkırtma, terör, teşkilatlanma ile işçi ve köylü hareketidir.Kışkırtma vasıtaları hükümete yönelik gösteriler, vergi vermemek ,ıslahat istemek ve devlete karşı düşmanlık şeklinde belirlendi.
3-)
Savaşın sona ermesinden sonra ise isteyenler için geri dönüş kararnamesi çıkarılmış, dönenler için hukuki düzenlemeler yapılmış, tehcirden kurtulmak için din değiştirenlerin istedikleri takdirde eski dinlerine dönebilecekleri bildirilmiş, müslüman aileler yanında bulunan yetim Ermeni çocukları Ermeniler’den oluşturulan komisyona teslim edilmiş, dönenlere belli bir müddet iaşe yardımı yapılmış, şikayetler ve Ermenilere fenalıkta bulunanlar için tahkikat komisyonları kurulmuş, memleketlerine dönenlerin malları iade edilmiş, dönenlerin yol masrafları karşılanmış, bazı vergilerden muaf tutulmuş, resmî dairelerde geçici olarak muhafaza edilen eşyaları geri verilmiş ve geri dönenlerin mallarının iadesiyle ilgili komisyonlar kurulmuştur.
Sayfa 113Kitabı okudu
Talat Paşa, özellikle Batılı ülkelerin ve basınının aksi propagandalarından dolayı, devamlı olarak Ermeniler hakkında alınan tedbirlerin onları imha maksadını taşımadığı- ni her firsatta ifade etmiştir. Nitekim 16 Ağustos 1331 Ağustos 1915) tarihinde Hüdavendigâr, Ankara, Konya, izmit, Adana, Maraş, Urfa, Halep, Zor, Sivas, Kütahya, Karesi, Niğde, Mamuretülaziz, Diyarbekir, Karahisar-ı Sahib Erzurum ve Kayseri vali ve mutasarrıflarına gönderilen bir şifre telgrafta tehcirin gayesi şu şekilde açıklanmaktadır. "Ermeniler'in bulundukları yerlerden çıkarılarak tayin edilen mintikalara sevklerinden hükûmetçe takip edilen gaye, run hükûmet aleyhine faaliyetlerde bulunmalarını ve bir Ermenistan hükûmeti teşkili hakkındaki millî emellerini takip edemiyecek bir hale getirilmelerini temin esasına matuftur. Bu kimselerin imhası söz konusu olmadığı gibi, sevkiyat esnasında kafilelerin emniyeti sağlanmalı ve muhacirîn tahsisatından sarfiyat yapılarak iaşelerine ait her türlü tedbir alınmalıdır. Yerlerinden çıkarılıp, sevk edilmekte olanlardan başka, yerlerinde kalan Ermeniler bundan sonra yerlerinden çıkarılmamalıdır. Daha önce de tebliğ edildiği gibi asker aileleriyle ihtiyaç nispetinde sanatkâr, Protestan ve Katolik Ermeniler'in sevk edilmemesi hükûmetçe kesin olarak kararlaştırılmıştır. Ermeni kafilelerine saldırıda bulunanlara veya bu gibi saldırılara ön ayak olan jandarma ve memurlar hakkında şiddetli kanuni tedbir alınmalı ve bu gibiler derhal azl edilerek Divan-ı Harplere teslim edilmelidir. Bu gibi olayların tekrarından vilayet ve sancaklar sorumlu tutulacaklardır."
Sayfa 75
644 öğeden 421 ile 430 arasındakiler gösteriliyor.