BİR ANKA KUŞU
Yüzlerce soğuk namlu üzerime çevrildi, Yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi! Anne, beni söğüdün gölgesinde vurdular, Öpmeye kıyamadığın oğlun yere serildi. Üşüştü birer birer çakallar üzerime, Üşüştü her bir yandan göğsüme, ciğerime. Anne, beni leş gibi yiyip talan ettiler, Teşhis edilmek için savurdular önüne. 'Yeryüzündeki acıların Hepsini,
Yüzlerce soğuk namlu üzerime çevrildi, Yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi! Anne, beni söğüdün gölgesinde vurdular, Öpmeye kıyamadığın oğlun yere serildi. Üşüştü birer birer çakallar üzerime, Üşüştü her bir yandan göğsüme, ciğerime. Anne, beni leş gibi yiyip talan ettiler, Teşhis edilmek için savurdular önüne. 'Yeryüzündeki acıların
Reklam
BİR ANKA KUŞU
Promethus'tum, çiviyle çakılırken taşlara Ciğerimi kartallara yedirdim Spartaküs'tüm, köleliğin çığlığında Aslanlara yem oldum, tükendim Kör kuyuların dibinde Yusuf'tum Kerbela çölünde Hüseyin Zindanlarda Cem Sultan, Sehpada Pir Sultan Kaçıncı ölmem, kaçıncı dirilmem bu Tanrılardan ateş çaldım Yüzyıllarca tutuştum, üst üste yandım. Bir Anka kuşu gibi anne, bir anka kuşu gibi Kendimi külümden yarattım. -Yusuf Hayaloğlu-
Kaçıncı yok oluşum, Kaçıncı var oluşum bu? Tanrılardan ateş çaldım Yüzyıllarca tutuştum, üst-üste yandım. Bir anka kuşu gibi anne, Bir anka kuşu gibi; Kendimi külümden yarattım...
Yeryüzündeki acıların Hepsini, hepsini tattım Heder oldum, ekmeğime tütün kattım Beni milyon kere yaktılar üst üste Bir Anka kuşu gibi anne Kendimi külümden yarattım. Yusuf Hayaloğlu
53 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.