Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
... iyi bir evin yuva olabilmesi için orada bir aile olması gerekmez mi? Evlilikten söz etmiyorum sadece, birini seven, biri olmadan ötekide mutsuz olacağından aynı çatı altında yaşamayı seçmiş insanlardan bahsediyorum. Sadece bir eş de değil, müşfik bir anne, ona baktığında köklerini hissedebileceğin, onun bedeninde kendini görebileceğin bir baba, belki daha da iyisi bir şefkat gösterebileceğin bir evlat, onun, seni hayata bağlayacak bitmek bilmez sorunları... Böyle insanlar olmadan, düzenli tertipli de olsa, her tarafı bal dök yala, tertemiz de olsa bir mekana yuva denilebilir miydi?...
Reklam
Aşk kutsaldır kirli gönüllerde yuva yapmaz hazreti yusuf
"Güzel yaşamak için hayatın zehrini için. Diri kalmak için ölümü sevin. Uçun ve belirli bir yuva edinmekten kaçının. Çünkü kuşları hep yuvalarında avlarlar."
Düşüncelerinizde "ben" yerine daha çok "biz" e yer verin. Eşinizi daha çok desteklemeye ve kendinizi daha az savunmaya hazırlıklı olun. Arada bir tartışmayı kaybetmeye istekli olun. Arkadaşlığınızı yeniden kurarak binlikte bir yuva inşa edin.
Kaybettiğimiz ruhlara, Tam 13 yıl oldu. Eğer Tanrı varsa ve canı sıkıldıkça dünyayı çeken uydusundan burayı izliyorsa, benim gibi kadınların kanallarına denk geldikçe kanalı değiştiriyordur. Bizi eski bir Türk filmi dramında bayağı buluyordur, yüksek zümre edebiyatını seven züppe yaratıcı. Ondan ölesiye nefret ediyorum,
Reklam
İçinde ahlak, adalet ve sadakat barınmayan eve yuva denilmez.
Sayfa 108
İnsan kendi evinden, kendi yurdundan huzurlu yuva bulamaz.
Sayfa 212
ÖYLE GÜNLER GÖRDÜM Kİ Öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıp Bahtım bir bulut gibi üstüme çöker oldu, Her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp, Hayaller alev alev beynimi yakar oldu. Ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıp Yüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu. Her sabah ilk ışıklar gözlerimi oyardı, Uyanan taş duvarlar iniltimi
''Bir kadına ne verirseniz verin, onu daha da büyük hale getirir.. Ona sperm verirseniz, size bir çocuk verir.. Ona bir ev verirsiniz, size bir yuva verir.. Ona sebze verirsiniz, size yemek verir.. Ona bir gülücük verirsiniz, size kalbini verir.. Ona bir şarkı söyleyin, size konser verir.. Kendisine verileni çarpıp çoğaltarak geri verir.. Bu yüzden ona çamur atarsanız, karşılığında bir bataklıkta boğulmaya hazır olun..''
Reklam
Yuva tam onların hizasında, on metre aşağıdaydı. Kayadaki bir yarığa sıkıştırılmış kuru dallardan oluşan büyük bir platformu andırıyordu. Tepesi çanak şeklindeydi ve yeşil yapraklar, yosunlar dizilmişti. Çukur kısmın ortasında iki yavru kartal titrek bacaklarının üstünde duruyorlardı. O kadar küçüktüler ki başlarını güçlükle dik tutuyorlardı. Koca gagaları tüylü gövdelerine göre çok orantısızdı ve içinden çıktıkları yumurtaların kabukları daha uçlarında duruyordu. "Çok çirkinler, ama aynı zamanda çok da sevimliler. Şu kocaman süt gibi gözlerine bak." Eva güldü, sonra başlarının üstünde çırpılan dev kanatların sesini duyunca korkuyla büzüldü. Önce dişi, sonra da erkek kartal öfkeyle haykırarak, pençelerini uzatmış, yuvalarını ve yavrularını korumaya hazır bir şekilde onlara doğru dalmıştı.
Bir kadına ne verirseniz verin, onu daha da büyük hale getirir. Ona sperm verirseniz, size bir çocuk verir. Ona bir ev verirsiniz, size bir yuva verir. Ona sebze verirsiniz, size yemek verir. Ona bir gülücük verirsiniz, size kalbini verir. Ona bir şarkı söyleyin, size konser verir. Kendisine verileni çarpıp çoğaltarak geri verir. Bu yüzden ona çamur atarsanız, karşılığında bir bataklıkta boğulmaya hazır olun. - Aziz Nesin
''Her yıl,bahar Ağrıdağının üstüne yürürken,dağın yamacındaki Küp gölünün kıyısına o yörenin tekmil çobanları gelirler,kepeneklerini gölün bakır rengi toprağının,kırmızı çakmak taşı kayalıklarının üstüne serip halka olup otururlar. Çobanların her yıl sayısı değişir. Tanyeri ışırken bellerindeki kavallarını çıkarıp Ağrıdağının öfkesini hep birden
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.