Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı ve yüzüm
Kimine uzağımdır ben,
kimine çok yakın..
Kimine içim ısınmaz,
kimi içime sığmaz..
Kimi mecburiyetimdir,
kimi servetim..
Kimi gülen yüzüm,
kimi ömrüme zulüm..
Kimileri canım, sol yanım,
kimileri sabrım, sanki imtihanım..
Bugün oturdum yarım saatliğine seni düşündüm
Yüzüm kızardı, karnıma ağrılar girdi ve sanki bir suç işlermiş gibi seni düşündüm
Yüzünü, elimle incelediğim dudaklarını
Seninle bir gelecek inşa ettim kendime
Bütün gün dışarıda olup daha hava kararmadan içinde olduğumuz dört duvar
Ne şenlik ama
Sen o sıralar ne yapıyordun bilmem
Uykun vardır şimdi akşam saatleri
Açmış bir film izler durursun yorulmuşsundur
Belki sende benim gibi uyuyakalmışsındır
Aynı zamanda aynı şeyleri yaparız hep
Aynı anda aynı şeyi düşünürüz
Bugün oturdum yarım saatliğine seni düşündüm
Yarım saat dediğime aldanma
Uyuyakalmışım sonra
Uyumuş muyum sarhoş mu olmuşum bilinmez
Sen okuma yazdıklarımı görürsen düşünür durursun
Bil de isterim aynı zamanda sebepsiz
Bugün oturdum yarım saat seni düşündüm.
Cihan