"Taşların
takdirine teslim olduğumuz şu anda, diye yazar, çıplaklıklarımızı anlama gücüne sahibiz, yalnız kendine tanıklık eden ve
dönem dönem kendini bizlere son bir çare olarak sunan kör bir gücün anlamını kavrama gücüne..."
Ne
olursa olsun, bir dinginlik olmadan önce uzun bir şiddettir doğruluk. Ve tehlikesiz söylem her şeyden önce bir retoriktir,
yani bir yalan, şiirin çok haklı olarak yüzüne vurulan kusuru.
Ölümden bir güç beklemiştir. Lekeye bulanmış bir dünyadır tek eline geçen. O zaman,
gururlu bir biçimde, sırf boş laf olmaktan korkar: alçak, der,
soytarı.
Nice felsefe ölüm konusuna açıklık getirmek istemiştir ama bir tek felsefe tanımıyorum ki mezarları ele almış olsun.
Varlığı sorgulayıp da taşı pek az sorgulayan zihin, bu taşlara
sırt çevirerek onları ikinci bir kez unutuşa terk etmiştir.