Bilinci ölçmek
Birçok bilim insanı için yapay zekânın nihai amacı, bilinci yaratmak. Ama yarattığımız şey gerçekten mi bilinçli yoksa öyle mi davranıyor, bunu nasıl bileceğiz? Bu hâlâ yanıtını bulmaya çalıştığımız bir soru ve felsefeciler bunun neden böyle zor olduğunu anlatmak için düşünce deneylerinden yararlanıyor. YZ konusunda en ünlü deneylerden biri de Mary'nin Odası adında.
Şimdi şöyle bir varsayımsal senaryo düşleyelim. Mary siyah beyaz bir odada yaşıyor. Odadan hiç çıkmamış ve hatta bilgisayarı bile siyah beyaz. Fakat Mary’nin çok şiddetli bir tutkusu var. Renk hakkında bilgi edinmeye bayılıyor. Mary kendisi hiç renk görmemiş ama hayal edebileceğiniz her tonla ilgili tüm teknik ayrıntıları biliyor. Bir gün Mary’nin odasının kapısı açılıyor ve Mary dışarı çıktığında dünyayı ilk kez renkli olarak görüyor. Şimdi, renk hakkında her şeyi bilen Mary bunu yeni bir şey olarak mı deneyimler? Yoksa renge dair her şeyi bildiği için sıradan bir şey olarak mı görür? Rengi görmenin renk hakkında bilgi edinmekten farklı olacağı bariz. Ama öyleyse, beynimizi bire bir taklit eden bir bilgisayar inşa etmekle bilinçli bir makine yaratmış olmayabiliriz.
Ömer Seyfettin 'in "Pembe İncili Kaftan" hikayesi hakkında alternatif düşünceler geldi aklıma. Bunları paylaşmak istiyorum.
"Pembe İncili Kaftan" öyküsü, Osmanlı İmparatorluğu'nun gücünü ve itibarını korumak için bir elçinin yaşadığı macerayı anlatır. Öykünün ana karakteri Muhsin Çelebi, Osmanlı sadrazamı tarafından İran
Yetişkin zihninin etkinliği, faydalarına karşın, bizi şimdiki âna karşı körleştirir. Biz sürekli olarak bir sonraki şeye sıçramaktayız. Biz deneyime büyük ölçüde bir yapay zekâ (YZ) programının yaptığı gibi yaklaşırız, bizim beyinlerimiz sürekli olarak şimdinin verilerini geçmişin terimlerine tercüme ederek, ilintili deneyim konusunda zaman içinde geriye giderek ve ardından geleceği öngörmek ve yönlendirmek için nasıl en iyi tahminde bulunulacağına dair kullanarak bunu gerçekleştirir.
Zekâ (insan) bilgeliğiyle aynı değildir ve aslında onunla hiçbir ilgisi yoktur. Onların dediğine göre zekâ, sorun çözme becerisidir. Aslına bakılırsa, daha net olabiliriz. Bostrom gibi YZ uzmanlarına göre zekâ, "mevcut bilgiyi olasılığa dayalı en iyi biçimde kullanma -eldeki bilgiyle en iyi tahminde bulunma- becerisidir. Bu durum, Bayes'çi istatistikler ve karmaşıklık gibi formüle dayalı bir hayli matematik içerse de özünde belirlediğimiz hedefi gerçekleştirmek en olası eylem planını seçmekle ilgilidir.
Konu, yalnızca ona verdiğiniz hedefleri gerçekleştiren bir YZ yaratmak değildir: Asıl mesele, insanlara ait söylenmemiş hedefleri de taşıyan, siz kelimelere dökmeseniz bile ne kastettiğinizi bilen bir YZ yaratmaktır.
Bu nаsıl bir nаz Vurdumduymаz
Ben аrdındа yаşlı kemаn
Sen deli sаz Hаngi telden bu
Ne hicаz ne de cаz
Sen çаldıkçа ruhumdа
Bаşlаr bir аyаz
Kuytu bаhçemde bаhаrsın
Sen gül de güller utаnsın
Nаsıl dа toprаk kokаrsın
İçim yаnаr olmаz olmаz
Ahh sen deli kız ne güzel bаkıyorsun
Kаç gel deli kız kimleri yаkıyorsun
Tаkmış kolunа sevdiğini аcıyor kаlbim
Olmаz olmаz Güm güm kаlbim
Çıkаcаk yerinden eyvаh