Birileri bana, bütün hafıza kuramlarına meydan okurcasına “unutmak istersem unuturum” diyebilmenin, üstelik söylemekle kalmayıp bunu yapabilmenin nasıl olduğunu gösterirse her sabah ekmeğini alıp evine kadar götürürüm.
Arkamda bıraktığım otuz küsür sene şunu öğretti bana. Doğup büyüdüğü yere ait değil insan. Acı çektiği ya da çok mutlu olduğu yere de ait değil. İnsan, olmak isteyip de olamadığı yere ait. Şey gibi bir his işte bu. Çok, çok susamak gibi.