Aramızdaki zaman ve mesafe gittikçe açılıyor. Ve ben artık bunu bile umursamayacak bir noktadayım. Mecburi bir tevekkül ve iyi niyetli bir beklentiyle, belkiler diyarında bekliyorum artık. Keşkeler diyarı... İnşallahlar diyarı... Başka türlü nasıl gelebilirim üstesinden? Eğer okursan bunları bir gün, ne olur içinden güzel şeyler geçir. Üzülme demiyorum, nasıl üzülmez insan? Ama üzüntüne içimden geçirdiğim bütün güzellikler eşlik etsin. Bil ki sana bunları yazarken üzgün değilim ben. Üzüntüyü çoktan aştım. Başka türlü bir kavuşma ihtimalimizin olduğuna, hatta o kavuşmadan başka kavuşma ihtimalimiz olmadığına ikna oldum. Böyle olsun istemezdim elbette. Olmadı... Bil ama! Sana hiç yalan söylemedim. En çok seni sevdim. Gücüm yetseydi eğer her şeyin başka türlü olması için ne gerekiyorsa yapardım. Olmadı...
Neyin, ne zaman, nereden geleceği hiç belli olmuyor.
Reklam
O yüzden beni hiç affetme, ya da affetsen bile bana belli etme!
Birini ya da bir şeyi sevmek, değer vermek, onu her şeyiyle sevmek demektir çoğu zaman. Ne olduğunu, ne olacağını, sınırlarını bilip, hatalarıyla, eksikleriyle, yanlışlarıyla ve sebep olduğu üzüntülerle kabul etmek demektir. Hiç kıvırmasak mı? Kıvırmadan söyleyelim evet, gerçekten sevmek bir tür çaresizliktir. Bir şeyi gerçekten çok seviyorsan başka çaren yoktur da ondan seviyorsundur..
Kendi mutluluğunu başka insanlarla tanımlayabilen biri, gerçekte hiçbir zaman mutlu olmamıştır.
Mecburi bir tevekkül ve iyi niyetli bir beklentiyle, belkiler diyarında bekliyorum artık.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.