Bizim için bir yer ayırdım, bir göl kenarında yaşlı denilebilecek bir ağacın gölgesi. Güneşin aydınlatamadığı yerlere saklandım, bir senin ışığınla aydınlansın diye ruhum. O gölgeye sığdırdım hayalleri, umutları ve gelip geçen hayatı. Bıraktığım ekmek kırıntılarını takip ediyorsun, onları senin için bıraktığımı biliyorsun, değil mi? Piknik için sadece birkaç saatimiz var, sonsuzluğa sığdıracağımız birkaç saat. Yaşlı bir ağacın gölgesinde doğacak, büyüyecek ve ölecek hatta gömülecek sonsuzluğumuz. O anda yaşamaya devam ederken ruhlarımız, biz başka sonsuzluklar arayacağız birbirimizin gölgesinde. Korkularımızın birbirine aktığı nehirlerde arayacağız saatlerimizi, kaybettiğimizi sandığımız her an yeni evrenler keşfedeceğiz birbirimizin gözlerinde.