Bu şehirden çıkıyorum ağır ağır,
Orada tanıdık yüzler bana bir mezarı hatırlatıyor,
Ve geride kalırken geçmiş
—yosun tutuyor bir kayanın üzerinde zaman,
Ne benim için bir adım atarak zahmete gir,
Ne de yakamoza vuran denize bakarak beni an,
Biz seninle birer yabancıyız, artık.
— Edirne, 2002
- Iyi biliriz! Önce Çanakkale'de gördük. O zaman daha paşa olmamıştı, paşa oldu, Büyük Cemal Paşa'yla görüşmek için Şam'a geldi. Bize komutanlık etmedi ama, yamandır gayet... Çanakkale BOğazı'mız Alar n an'ın paşasına kalsaydı, yandıktı Be yim. Alar n an'ın paşası ıngilizler'in çıkacağı yeri büsbütün yanlış hesaplamış. Askeri beriye biriktirmiş. Mustafa Kemal Paşa, Alaman paşasının iyice şaşırttığını görmesiyle kumanda mumanda dinler mi! "Ben Arıburnu'nu tutarım," demiş bereketl Tutma saydı, Istanbul, daha o zamandan gitti, giderdi.
Jane Austen pencereden içeri sızan ışık hüzmesidir. Ne zaman bahar gelse, güneş ısıtsa yeryüzünü yavru bir kediyi okşamak gibi benim de elim Jane Austen’e gider işte öylece…
Aşk Ve Gurur’dan sonra okumaya karar verdiğim bu kitap daha basit bir düzeyde olsa da sırtımı döndüğüm sevgilerin hissini biraz da olsa tadabildim. İçinde yaşamak istediğim bir dünya barındırıyorsa o kitap benim için yeterlidir. Bu kitap da öyle oldu. Ama dediğim gibi bir Aşk ve Gurur beklemeden alıp okuyun.
Northanger ManastırıJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,151 okunma
KUTUP YILDIZI
O korku vardı hep çıkılan yolda
O korkusuzluk vardı
Suyun su olduğu günden beri akardı
Biri can verip aydınlatır
Diğeri boğar ve yakardı
Yaşamın her dönüm noktasında