144 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Keyifli bir masal kitabı "Oz Büyücüsü" Bazen çocuk masalları da okumak gerekiyor. Her seferinde aynı tür kitap okumak doğru olmaz. Farklı türlerden kitaplar okumak her zaman için iyidir ve bu sayede ufkumuzu da genişletebiliriz. Ayrıca aynı türe yoğunlaştığımızda giderek o türden sıkılabiliyoruz. Zaten ömrümüz sınırlı, bu sebeple her türden kitabı deneyimlemeliyiz. Arada sırada çocuk kitapları okumak da eğlenceli olabilir. Bugün "Oz Büyücüsü" kitabını değerlendireceğim. Kitabımız Dorothy adında küçük bir kızın çeşitli maceralarından oluşuyor. Bu maceralarında yeni arkadaşlar edinip bu arkadaşlarıyla türlü yolculuklardan geçiyor. Özellikle Korkuluk ve Teneke Adam'ın sözlerinden ve hareketlerinden çeşitli anlamlar çıkarabileceğinizi düşünüyorum. Kitabımız sadece bir çocuk kitabı olmakla kalmıyor. Yetişkinlerin de okuması gereken bir kitap olup herhangi bir çocuk kitabından daha öte oluyor, böylece her yaştan okura kolaylıkla hitap edebilecek bir kitap oluyor. Kitaba dair herhangi bir önyargınız varsa bu önyargılarınızı bir kenara bırakmanızı, okunmasını gereksiz buluyorsanız kesinlikle bir şans verip okumanızı öneriyorum. Beğeneceğinizi garanti ederim. Akıcılığı ve basit diliyle kolaylıkla okunabilir. Zevle okumanızı dilerim.
Oz Büyücüsü
Oz BüyücüsüL. Frank Baum · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202212,2bin okunma
Yan yana birkaç girişten oluşan, kimi dokuz kimi on beş kimisi de sadece beş katlı blokların tam ortasında, etrafı zaman içinde esnemiş ve yer yer yırtılmış bir telle çevrili, zemini beton, pota çemberleri eğik sahaya baktı Alper. Şimdi sahada okula gidecek yaşta olup olmadıkları bile belirsiz birkaç çocuk koşturuyordu. "Ne kadar hızlı geçti zaman," diye düşündü, bakışlarını binalarda, camlarda gezdirerek. Hayat boyu görüşeceğini umduğu insanlar ya birer birer kaybolmuş ya da artık tanıyamadığı bir başka insana dönüşmüşlerdi. Mahallenin çocuklarının çoğu okumamış, hatta bir arkadaşı bir büyük market zincirinin siteye açılan şubesinde kasiyer olmuştu. Şimdi o çocuk Alper'e, sanki Alper ona ve onun gibilere ihanet etmiş gibi nefretle bakıyor, Alper de mecbur kalmadıkça o markete gitmiyor, giderse de eski arkadaşıyla karşılaşmamaya özen gösteriyordu.
Sayfa 34 - Giriş, Çözdüm nihayet o büyük sırrıKitabı okudu
Reklam
"Sence en büyük zaman kaybı nedir? " "Kendini başkalarıyla karşılaştırmak."
Doğan Cüceloğlu, demiş ki:
Meselenin hiçbir zaman evlenmek, çocuk yapmak, ev almak, aile kurmak olmadığını 40'lı yaşların başına doğru anlayacaksınız. Asıl meselenin; kendini tanımak, özgürce var olmak ce korkusuzca yaşamak olduğu gerçeğiyle yüzleşeceksiniz.
hukuktan birine aşık olmak çok zor bekle bakalım çocuk bir daha derse ne zaman gelecek gelse bile o kadar kişi içersinden görebilecek misin.. Allahtan bu duygulara veda edeli çok oldu
115 syf.
10/10 puan verdi
BİZİ HATIRLA // HASAN KARATAŞ Değişti zaman, Değişti insan Yazarımızın deyimiyle yeni bir mevsimi yeni bir iklimi deneyimlemeye, kelimelerin sihirli dünyasını keşfe çıkmaya var mısınız dostlar... Sebepsiz gidenlerin gidişine anlam yükleme anlamsızlığı, oysa onlar hatırlamaz bile kalanların zorlarını, geride kalanların tek sığınağı olan yaşanmışlıklarını ve yaşanmamış olanları hayal etmesini, gerçekleşmeyecek bir umutla bekleyişini. Nasıl bir hasret yangınında kavrulduğunu, nasıl bir acının yüreğini yaktığını. Oysa giden gitmiştir, geri gelmemek üzere...Geriye kalan hikaye aslında tek kişiliktir. Hiçbir zaman gelmeyecek şeyler için. üzülme ve bir gün gelir diye de bekleme Umut işte bir rüyayı gerçekle karıştırsın hep Büyüme çocuk dünya çocukça yaşarken güzel Yorgunum düşlerim kırgınlıklar ile dolu çekip gitmek istiyorum
Hasan Karataş
Hasan Karataş
ın noktalama işaretleri ve başlık kullanmadığı şiirlerini özgün ve kendine münhasır buldum, kendimizden de kesitler bulacağımız dizeleri hissederek okudum. Şiirlerde, denemelerde hasret, hüzün ve serzeniş hissettim, bir yara vardı derinlerde, kabuk bağlamamış öylece bekliyor, UMUT işte der gibi...
Bizi Hatırla
Bizi HatırlaHasan Karataş · Lora Yayıncılık · 20247 okunma
Reklam
736 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Spoilerlı yorum
kitabı ilk bitirdiğimde ne okuduğumu anlamadan boşluğa bakakaldım. Kitabın yorumlarına ve editlerine bakarken yavaş yavaş bir şeyleri idrak ettim ve sanki göğsüme fil oturdu:') okuduğumuz 2.5 kitap gözümün önünden film şeridi gibi geçti resmen. Sanki hem çok şey okuduk ve çok şey öğrendik gibi geliyordu hem de sanki hiçbir şey okumadık ve
Deliler ve Cellatlar - Ciltli Kutulu
Deliler ve Cellatlar - Ciltli KutuluN. G. Kabal · Dex Yayınevi · 202470 okunma
Aliya İzzetbegoviç'in Türklere Yazdığı Mektup
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
“Ah, ne olursa olsun kadınlar neredeyse her zaman haklı çıkıyorlar,”
Sayfa 60 - Jaguar KitapKitabı okudu
210 syf.
·
Puan vermedi
Hep ertelediğim bir kitaptı. Yeni bir kitap okumak için karar verme aşamasındayken anasayfamda karşıma çıktı aynı kitap: yaşamak! Kıymetli bir okurun incelemesi ile ikinci defa karşıma çıkmış oldu yani. Daha fazla ertelemeden başlayayım en iyisi dedim:) Bazen olur ya bir kitaba başladığınızda karmakarışık olaylar olur, sizi kitaptan soğutma
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201632,7bin okunma
Reklam
okyanusu da beraberimizde taşımaya başladık
Johnny alçak sesle "Herhalde bizim hayatımız da okyanusta başladı," dedi. "Bundan dört milyar yıl önce. Uzunca bir süre bütün canlılar suda yaşadı. Birkaç yüz milyon yıl önce ise, ki bu dünya tarihinde kısa bir zaman dilimidir, canlılar karada da yaşamaya başladı. Bir açıdan da, denizde geçirilen milyonlarca yıldan sonra okyanusu da beraberimizde taşımaya başladığımız söylenebilir. Bir kadın doğum yaparken önce suyu gelir. Çocuk kadının karnındaki suda yaşar ve bu su okyanustaki suyun neredeyse aynısıdır. Tamamıyla aynı oranda tuzludur. Kadın vücudunda küçük bir okyanus oluşturur. Sadece bu da değil. Mesela kanımız ve terimiz. İkisi de neredeyse denizdeki su oranında tuzludur. Gözyaşlarımız da okyanus suyudur."
Sayfa 334
Dış tehditlerden korunaklı dünyalar yaratmak isteyen kimi kişiler, fazla ileri gidip dış dünyaya karşı abartılı yüksek duvarlar örerler. Yeni insanlara, yeni yerlere, farklı yaşantılara karşı yükselen bu duvarlar onların iç dünyasını da yoksullaştırır. İşte Acılaşmak burada devreye girer. Acılaşma'nın (ya da Dr. Igor'un tercih ettiği
304 syf.
·
Puan vermedi
Momo
Momo
Her şey Momo adlı küçük bir kızın büyük bir kentin tiyatro harabelerinde yaşamasıyla başlar. Bu kız hakkında -ne zaman doğduğu, nerelerden geldiği, akrabalarının kim olduğuyla ilgili hiç bir şey - bilinmez. Bilinen tek şey Momo'nun olağanüstü bir yeteneğe sahip olduğu o da muhteşem bir dinleyici olmasıdır. Bu dinleme yeteneği sayesinde çevresi tarafından çok sevilen Momo , kısa sürede kendine bir çok arkadaş edinir. Öyle ki halk arasında derdi olanlara "Git Momo'ya Görün" diye bir tabir yayılır." Her şey çok güzel giderken günün birinde duman adamlar denilen hayaletimsi bir topluluk ortaya çıkar. Bu topluluk insanlardan çaldıkları zamanla varlıklarını sürdürürler. Bu adamlar kısa sürede tüm şehre yayılır ve insanların zamanlarını çalmaya başlarlar. Öyle ki insanların artık birbirilerine selam verecek, dönüp birbirlerine göz ucuyla bakacak kadar bile zamanları yoktur. (Bu kısım da kitap biraz çocuk kitabı gibi algılansa da aslında içinde pek çok ders barındırıyor. Zamanı çalan duman adamları akıllı cihazlara, tüketim çılgınlığı gibi hayatımızda zamanımızı çalan pek çok şeye benzetebiliriz) Bu adamları durdurabilecek tek kişi Momo'dur. Momo'ya yardım edecek kişi ise Hora Usta ve kaplumbağası Kassiopeia'dır. Bundan sonra Momo insanları kurtarabilmek adına tehlikeli bir göreve başlar ya insanları kurtarıp zamanı serbest bırakacaktır ya da insanlar sonsuza dek robotlaşmıs bir şekilde kalacaklardır...
Momo
MomoMichael Ende · Pegasus Yayınları · 201765,5bin okunma
130 syf.
·
Puan vermedi
·
17 saatte okudu
Merhaba dostlarım.. Dün gece Storytel’de gezinirken karşılaştım kitapla.. kapak fotoğrafı, kulağıma “beni oku” diye fısıldadı.. Kitabımız da 14 kısa öykü var. Öykülerin içinde bir çok mana.. en sevdiğim öyküler, “Peri”, “Kısa Hayatların Hikayeleri” ve “Gizli Anlaşma” oldu. Öykülerin içeriklerine dair çok fazla detay vermek istemem okuyun ve kendiniz görün isterim ama şunu belirtmeliyim ki , kitabı okurken bir çok duyguyu aynı anda hissettim ve en güzel etkisi kitap beni dinlendirdi. Hani bazı kitaplar okurken insanı yorar ya, üzerinizde bir yükle kapatırsınız kapağı.. bu öykü kitabını okurken hissettiklerinizin huzuruyla veda ediyorsunuz kitaba. “Peri” yi okurken, Sürmeli’den (babaannem) eski zaman masalı dinliyor gibi hissettim.. bazı cümleler tekerleme vari, bazı kelimeler yeni anlamlarıyla karşıladı beni.. “Kısa Hayatların Hikayeleri” ni okurken, kocaman bir “ah” geçti içimden.. kadın cinayetlerine değinen bir öyküydü.. “Gizli Anlaşma” yı okurken, anne olmayı düşündüm, ne yaman bir yük.. Çocuk olmayı düşündüm, büyümek istemedim sonra.. Not: Söyler misiniz Abuzettin Efendi ? O pencerede ne var, sırrınıza mahzar olmayı dilerdim.. BÜŞRA TOPUZ, senin nezdinde dünyaya haykırıyorum.. “öyle kırgınım ki ses etmeyişinize” Tavşancık, sana rastladığım için mutluyum.. köstebeklerden, tabutçu farelerden, kötü babalardan seni korumak isterdim..
Yerini Yadırgayanlar
Yerini YadırgayanlarCihan Çakan · Notos Kitap · 20237 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.