621 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Zor Kadın ürkasında büyük bir boşluk, damağımda nefis bir tat bırakarak bitti. Daha önce haftada iki gün paylaşımlarla okuduğum, sonrasında pdf’ini kaç defa okuduğumu unuttuğum bir kitabın bitmesine de bu kadar üzüleceğimi doğrusu hiç tahmin etmezdim. Aşka değer vermeyen bir adamın; kalbinin aşk ateşiyle sarıldığını bir türlü kabul etmediği, eski
Zor Kadın
Zor KadınFatih Murat Arsal · Ephesus Yayınları · 2015908 okunma
456 syf.
6/10 puan verdi
Kitap fuarından bu kitabı alırken çok ümitliydim ama biraz hüsran oldu. Çok beklentiye girdim sanırım. Evet sürükleyiciydi. Ama adından da anlayacağınız üzre bir aşk üçgeni söz konusu. Orjinal kapak, kitaptan ne alacağınızı daha iyi anlatıyor aslında. Bu kapağı sevmedim demiyorum. Yanlış anlaşılmasın. Çok cici olmuş. Hatta kitap karakterlerinin iyimserliğinin yansıması gibi de geliyor bana bir yandan. Demek istediğim orjinal kapak daha keskin. Çok acımasız, içime işleyen bir bölümü vardı. Ama Harper'ın 18 yıl yaşadığı hayat ve düştüğü kararsızlıklar çelişkiliydi. Boş zaman değerlendirilebilecek kitaplar kategorisinde yer alıyor bu kitap benim için.
İki Aşk Arasında
İki Aşk ArasındaMolly McAdams · Aspendos Yayıncılık · 201444 okunma
Reklam
Görsel sanatı dalında televizyona çok bindirilmesinden dolayı karşı tez atmaya karar verdim. :D Bu zamana kadar ne çok etkilendiğiniz , dünyama farklı bir bakış açısı kattığını düşündüğünüz ilk 5 film hangisi sizde açıklamalarıyla beraber yalnız. :D Örneğin(sıralama önemli değildir. Ruh halime göre dakikalık bile değişebilir benim liste.
432 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Robokıyamet'i bitireli bir kaç gün oldu ama yorum yazmaya fırsatım olmadı. Bilgisayar bulamayınca da telefonuma mahkum kaldım ;) Robokıyamet, insanlar ileri düzey teknolojiye ulaşıp hayatlarını artık robotların üzerine kurmuşken, robotların ayaklanıp insanlara öldürücü ve acımasız bir savaş açmalarını konu alıyor. Aslında konusu bilimkurgu türü için klasik diyebiliriz. O zaman bu kitabın farkı ne? Mellon Üniversitesi'nde Robotbilim üzerine doktora yapmış bir bilim insanının eseri... Bu da kitabı daha inandırıcı hale getirmiş. Yazar da oldukça iyi bir iş çıkarmış, çok ilginç karakterler var kitapta... Ayrıca oldukça sürükleyici ve heyecanlı... Bazı yerlerde merakla sayfaları çeviriyoruz. Eksik yönleri yok mu? Tabii ki var ;) Mesela ben Mathilda'nın olaylarla ilişkisinin daha ayrıntılı anlatılmasını isterdim. Çünkü kitapta bazı yerlerde Mathilda'nın insanların savaşında çok önemli bir yeri olduğundan bahsedilmişti. Aslında bunun gibi bir kaç yer daha var. Belki kitap tek bir kişinin savaşını değil de insanlığın savaşını anlattığından, belki de bu bilgilerin robotlarin kayıtlarından alındığından merak ettiğimiz bazi yerleri okuyamiyoruz. Robokıyamet'in aslında orjinal çıkış tarihi 2011, hatta yazar bizde çıkana kadar 2014 yılında bir de devam kitabı çıkarmış "Robogenesis" adında... İlk kitap 2017 yılında Steven Spielberg'in elinde muhteşem bir bilimkurgu filmine dönüşecek gibi gözüküyor. Kitabın ülkemize gelmesinde de film söylentilerinin etkisi olduğunu düşünüyorum ;) Umarım en kısa zamanda 2.kitap da basılır. Herkese iyi okumalar :)
Robokıyamet
RobokıyametDaniel H. Wilson · Pegasus Yayınları · 201529 okunma
...bildiğim bir şey var ki, denizi eksen alan öyküler, romanlar, filmler her zaman ilgimi çekmiş, beni etkilemiştir. Çünkü deniz aykırıdır, serüvenlere açıktır, kışkırtıcı bir çağrışı vardır. Türk edebiyatında olduğu gibi dünya edebiyatında da denize içeriden bakan yazar azdır. Halilkarnas Balıkçısı ve Sait Faik deniz-insan ilişkisini anlatmışlardır. Yaman Koray'ın Büyük Orfoz'u, Kemal Bilbaşar'ın Denizin Çağrışı da açı kdenizlerde geçmez. Zeyyat Selimoğlu'nun babası kaptandır ve çocukluğunda deniz yolculuklarına çıkmış, gemi adamlarını tanımıştır. Edebiyatımızda görmezden gelinmiş, denizi bilen, oradaki acımasız koşılları bütün içtenliğiyle anlatmış bir yazar da Cumhur Orancı'dır. Butterfly'ın İntihar Seferi romanında, o güne dek edebiyatımızda yazılmamış benzersiz bir deniz hikayesi anlatır. Orancı'nın uzun yol gemilerinde telsiz zabiti olarak çalıştığını öğrendiğimde hiç şaşmamıştım. Çünkü her şeyi çok içeriden yazıyordu. İçeriden yazmak için kıyısında durup gözlemek değil, dalgaların sesinden, dipten gelen uğultusundan denizin derdini anlamak gerekiyordu. (Cemil Kavukçu / Örümcek Kapanı)
"1924 doğumlu Muzaffer Hacıhasanoğlu'nu 1985 yılında yitirdik. Ölümünden sonra uzun süre roman ve öykülerinin yeni basımları yapılmadı. Bugün Muzaffer Hacıhasanoğlu'nun adını kaç kişi bilir. Edebiyatımıza önemli katkıları olmuş, değeri bilinmemiş yazarlardan biridir. (...) 1948 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitiren
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.