İşte benim dramım albayım! Zaman her şeyi bozuyor albayım.
Ona kendimi göstermek istedim ve sonra da acıklı görüntümü örtmek için
meseleyi gürültüye getirmeğe çalıştım. Fakat hatırlamıyorum albayım., Allah
kahretsin hatırlamıyorum. Bir takım bağırmalar, ağlamalar duyar gibiyim; bir
öfkenin, sebepsiz bir öfkenin yükseldiğini görür gibiyim. Peki ne yaptım? Ne
söyledim?"
Oturdu. "Beni tahrik etmiş olmalı. Bilmeden bir yere dokunmuş olmalı.
Herhalde ben de kendimi korumadım. Hayır yalan! Korumuş olmalıyım. Her
hareketimi hesaplamış olmalıyım. Küçük hesaplar yapmış olmalıyım. Kalbi
çalıştıralım albayım; kalp hareketleri yapalım. Kalbe giden damarları
genişletelim: İkialtı sekiz beş. Koşalım, durmadan koşalım. Herkes kendine
bakmalı. Herkes kendini sever. Aziz varlığımızı koruyalım, aziz aklımızı
koruyalım. Bizi, biz olduğumuz için sevmezler;sağlam olalım. Bizim oyunları
bir arkadaşa okuyordum albayım; o günlerde bir kız aşık olduğu için beni
dinlerken uyukladı. Yalan albayım, böyle bir şey olmadı; fakat olabilirdi. Her
an tetikte olalım. Kötü ihtimalleri bir bir düşünelim. Beyin jimnastiği
yapalım. Birkötü ikikötü üçkötü dörtkötü. Şimdi hep birlikte nefes alalım.
Koşalım albayım, durmadan koşalım. İtirazlarınızı dinlemiyorum albayım.
Koşuyorum."
İşte benim dramım albayım! Zaman her şeyi bozuyor albayım.Ona kendimi göstermek istedim ve sonra da acıklı gorüntümü örtmek için meseleyi gürültüye getirmeğe çalıştım.
“Neden bekledik sanki? Neden aklımıza gelir gelmez yapmadık? Karşımıza çıkan mutluluk anlarını hemen yakalamak gerek! Uzun uzun hazırlanıp beklemek her şeyi bozuyor çok zaman.”
"-Neden bekledik sanki?Neden aklımıza gelir gelmez yapmadık?Karşımıza çıkan mutluluk anlarını hemen yakalamak gerek.Uzun uzun hazırlanıp beklemek her şeyi bozuyor çoğu zaman."
"İnsanın eşyalarından birini kullanmak zorunda kalması bir mutsuzluk," diye düşündü Augusto, "onları kullanmak zorunda kalmak. Kullanma bozuyor, hatta bütün güzelliğini yok ediyor. Nesnelerin en soylu görevi seyredilmektir. Bir portakal yenmeden önce ne güzeldir! Cennette bütün işimiz azaldığı, daha doğrusu Tanrı'yı ve ondaki her şeyi seyretmeye indirgendiği zaman bu değişecek. Burada, bu zavallı yaşamda Tanrı'yı sömürmekten başka bir şey yaptığımız yok; tüm kötülüklerden bizi koruması için bir şemsiye açar gibi açmaya kalkıyoruz onu."