Artık kendimize acı çekmek için zaman tanımak istemeyiz. Gel gör ki melankoli daha güçlü; yine de acı çekeriz, hatta bazen neden acı çektiğimizi bilmemenin acısını çekeriz.
Neden "iyiliğin kökeni"ni incelemezler, araştırmazlar? Herkesin derdi "kötülük" ya da "iblisliğin kökeni". Eğer serseriler kötülük yapıyorsa bu onların tercih hakkı. Yani adamlar kötülüğü benimsemişler. İyiler de iyiliği... Ben kötülüğü yeğleyenler arasındayım. Yetke hiçbir zaman kötülüğe izin vermez ne yazık ki... İnsan kişiliği Koca Tanrı'nın en büyük eseridir. O bununla övünür. Kişiliksiz yaratıklar kişilik sahiplerini ezmeye uğraşırlar bu dünyada kardeşlerim. Çağdaş tarihimize bir göz atın. Bu makinelere karşı çıkıp onları bozmaya uğraşanlar hep kişilik sahibi, yüce yaratıklardır.
Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim
Ne bir ortak sevinciniz kaldı sizi çoğaltacak
Ne bir içten dostunuz var acınızı alacak
Unuttunuz nicedir paylaşmanın mutluluğunu;
Toprağı rüzgârı denizi göğü
O her zaman bir insanla anlamlı
Tükenmez bir hazine gibi kendini sunan doğayı Unuttunuz, gömülüp günlük çıkarların
Ve ucuz korkuların kör
MOYERS: Örneğin Genesis'teki (Yaratılış) yaratılış hikayesini ele alalım. Diğer hikayelere ne açılardan benziyor?
CAMPBELL: Sen Genesis'ten bir şeyler oku, ben de diğer kültürlerdeki yaratılış hikayelerinden bir şeyler okuyayım ve görelim.
MOYERS: Genesis 1: "Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. Yer boştu, yeryüzü şekilleri
Ne zaman ki hayatta anlam arayışından dahi kurtuluruz , hayatın anlamının zaten var olmamızla birlikte mevcut olduğunu idrak ederiz , var olan her şeyin zaten bu anlam olduğunu kavrarız , zihnimizi artık aramayı bırakır ve olmaya başlar , kendiyle ilgili veya başka bir şeyle ilgili arayışlardan çıkar ve bilgiden özgürleşerek artık sadece olma haline geçer , işte o noktada yaşadığımız her olayın hakikatini deneyimlemeye başlarız . Ancak o zaman karşımızdakiyle ilgili bir beklentiye girmeyiz , tüm gerçekliğimizle karşımızdakini olduğu haliyle deneyimleriz
Hemen her gerçeğin kendine özgü değişmez yasaları varsa da, gerçek neredeyse her zaman inanılmaz ve gerçeğe ters gibi görünür. Öyle ki ne ölçüde gerçekse, bazen o derece gerçeğe ters izlenimi verir.
Yuvadan dışarıya, ötelere uzanıp kendi dünyasını kurmaya hazırlanan ama büyümenin en zor, en çetrefilli zamanlarından geçen, güneşe yönelmiş bir ilkbahar filizi gibi taptaze olan genç dervişe manasıyla, bilgeliğiyle ve yol göstericiliğiyle tesellidir bu kitap.
Buranın öte dünya için bir eğitim ve gelişim yeri olduğuna inanıyorsak, her türlü kolaylık ve nimet gibi pek çok zorluk ve acı da insan içinse, bu dünyayı tefekkür ederek deneyimlemeye adımını henüz atan ‘genç derviş’ için bir rehberdir bu kitap.
Gerçekten, şu dünyada olup da teselliye ihtiyacı olmayan biri var mıdır?
İnsan bu yaşam yolunda öyle bir dost edinmelidir ki dostluğa olan ihtiyacını boşluk bırakmayacak şekilde, tamamen giderebilsin. Bütün sıkıntılı zamanlarda onu hep yanında bulabilsin.
Yüce Allah’la dostluk kuran biri, aynı zamanda kâinattaki her şeyin dostluğunu kazanır. Gökyüzü ve yeryüzü, melekler ve ruhlar ona dost olur. Zaman ve mekân, varlık ve olaylar ona dost olur. Peygamberler, veliler, şehitler ve salihler ona arkadaş olur. O’na dost olan insana her şey destekçi durumuna gelir. O’na dost olmak yolunda atılan adımlardan biridir bu kitap.
Genç Dervişin Teselli Koleksiyonu, gençlere derinlikli ve anlamlı bir şekilde insan ve dünya bilgisi içeren bir okuma listesi, bir koleksiyon sunuyor. Anne babalardan çocuklarına en güzel armağan.
Meşrefî kılıçlar, mızraklar hazırlıyoruz savaşlara
Ama ecel savaşmadan öldürüyor bizi hâlâ
Kim tutkuyla bağlanmadı ki dünyaya
Fakat görülmüş şey mi ki ersin biri de vuslata
Hayatta nasibine düşen sevgili
Nasibine düşen hayalden farksızdır rüyanda
Zaman öyle isabetli oklar attı ki
Yüreğim bir sadağa* dönüştü sonunda
*okların doldurulduğu kılıf, çanta