Korkuyorum. Ölmekten mi? Hayır, yokluktan. Öl­mek nihayet birkaç dakikalık mesele. Yürümek, uyumak gibi basit bir şey. Ama yokluk; ölüm. Evet, ölmek ve ölüm ayrı şeyler bence. Biri sonun başlangıcı, biri de son ve yok­luk. Ölmekte şiir var, duygu var, anlam var. Ölüm, sadece karanlık, boşluk, anlamsızlık. Doğmak başlangıcı yaşantımızın ve çilemizin. Ölmek sonu. Ölümse; öldükten sonraki zaman. O dizgin vurama­dığımız at, o asla sahip olamadığımız kadın. Ölmek elimizde, ölüm Tanrının sırrı, bedeli var olu­şumuzun. Ölümsüz olmalıydı ölmek dünyada. İnsan dilediği anda ölmeli, dilediği anda yaşamalıydı. Ölümün gelmesini bekleyenler, ölmeyi bilmeyenler­dir. Yaşamamız Tanrının bileceği bir şey, zamana hükme­ den o, ölüme hükmeden de o. Yalnız ölmek bizim. Onun­ la yetinmek kalmış bize bu ölümlü dünyada. Bu tek hakkımızı da suç saymış bizden önce gelenler. Suç demişler, günah demişler. Yaşatmışlar yaşamışız, öl­dürmüşler ölmüşüz. Nerde kaldı bizim üstünlüğümüz? İnsanlığımız, zekâmız nerde kaldı? Bitkiler, hayvanlar diledikleri zaman ölemiyorlarsa insan olmadıkları içindir. Ölmek asla şerefsizlik değil, he­le korkaklık hiç değil. Yalnız yaşamaktan korkanlar, yıl­gınlar mı ölmek isterler sanıyorsun?
Sayfa 139·Kitabı okuyor
Şimdi hiç değilse Hayaliyle avunmadayız Zaman içinde bir başka zamanın
Reklam
İslâmiyet içinde bulunmakla insanoğlunun kavradığı en kıymetli şey kendi haysiyeti konusunda bir fikir sahibi oluşudur. Haysiyeti konusunda bir fikir sahibi olmayan insan kendine İslâmiyet içinde bulunup bulunmadığını sormalıdır. İnsanın haysiyeti, onu diğer insanlardan daha sıhhatli kılar. Sıhhat derken insan vücudundaki bütün organların rahatsızlık vermeyecek şekilde çalışmasından bahsetmiyoruz. Gerçek sıhhatin doğrudan doğruya ümitle kaim olduğunu insanların bilmesi lâzım. Nedir ümit? Öldükten sonra, hesap gününde Allah'a olan ibadetlerinin geçerli olduğunu öğrenmenin ümidi. Ümitsizlik bu bakımdan Müslümanların reddettikleri bir şey. Yoksa, ümidimiz bir gün dünyanın rahatlığına ereceğimiz yönünde ise, işte o zaman işler sarpa sarıyor demektir.
Neolitik dönemden bugüne aynı insaniz...
Dünyaya ilk gelişimiz değil bu Yüzbinlerce yıl önce Bir de taş devrinde gelmiştik Senin için vahşi hayvanlar vurmuştum o zaman Pars dişlerinden bir gerdanlık yapmıştım boynuna Nice mağara duvarlarına güzelliğini kazımıştım Nasıl hatırlamazsın O zaman da gökyüzü bu kadar mavi Ormanlar yemyeşildi O zaman da Yalnız karanlıktan korkar Güneşi Tanrı bilirdik Bunca yüzyıldır İnan Hiçbir şey değişmedi yeryüzünde Belki biz değiştik Sevgilerimizi söyleyemez olduk Göremez olduk nice güzellikleri Yalanı öğrendik Utanmayı öğrendik İnandık sonraları Bütün yaratıklardan üstün olduğumuza Büyük zekâmız Önce kafesi, zinciri, zulmü icat etti İyilik güzellik ve doğruluk adına Hiçbir şey kalmadı inandığımız Aradan bin yıllar geçip Atom parçalanıncaya kadar Zaten paramparça olmuştu insanlığımız
Sayfa 103·Kitabı okuyor
Yağmur altında öpüşmek
Hava kararmıştı Yağmur yağıyordu Dudakları sımsıcaktı Elleri üşüyordu Bir öptüm Bir daha öptüm Bir daha öptüm Kimseler görmedi öpüştüğümüzü Yağmurdan başka İki gözüm çıksın Şimdi ne zaman yağmur yağsa Utanıyorum
Sayfa 256
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.