Vazgeçtim
Ne zaman umrumda ne mekan benim Yarından vazgeçtim dünden vazgeçtim Ne bu ömür benim ne de can benim Ben seni göreli benden vazgeçtim Derde hedef oldum sen oksun diye Güllere yalvardım sen koksun diye Sen yoktun yanımda sen yoksun diye Akşamdan geceden günden vazgeçtim Sensiz ne yurdum var ne yerim dedim Senden sorarlarsa ne derim dedim Belki kavuşursam üzerim dedim Ben senin uğruna senden vazgeçtim
Serdar Tuncer
Serdar Tuncer
Olacak öylesine bir aydınlık ki varlık çatlayacak. Olacak öylesine bir karanlık ki yokluk parçalanacak. Olacak öylesine bir doluluk ki oluş patlayacak. O zaman havalanacak yeni ben çatlaklarından yaşamın yeni kanatlarıyla rengarenk, engin oluşarak.
Reklam
Yüzümle yüzleşmeyi hiç Düşünmedim.
Çünkü ben aynada insanın kendi görebileceğine inanmıyorum. Biz aynada insanların bizi nasıl gördüğünü görüyoruz. Dolayısıyla aynanın nesneleri gösterdiği doğru olabilir ama insanı göstermez. Ben kendimi aynada hiçbir zaman görmeyi ümit etmedim... Ayna bana, başkaları beni nasıl görüyor konusunda rapor verir. | İsmet Özel
Ben seni uzun bir zaman aklıma getirmedim Öyle sandım Gelmemeliydin Uzak bir ihtimal Uzak bir hasret
"Uzun süre ölüm döşeğindeydi. O yavaşça ölürken ben yavaşça büyüyordum."
Sayfa 9 - YkyKitabı okudu
Aşk hiç bir zaman tek bir insana bağlı değildir Bazı aşıklar var ki birden fazla kişiyle bile aşk yaşıyor ölünceye kadar farklı insanlara aşık olan insanlar gördüm
Reklam
Ne var ki, uyuştuğumuz konular da var. Seni çok seviyorum, diyorsun; ben de seni çok seviyorum. Seni düşünmekten bitkinim, diyorsun; benimki çılgınlığa varıyor. Sonra, "sevgilim" dediğim zaman mektup bitmiyor.
Sayfa 65 - YKYKitabı okuyor
"Kheiron'un onu mahvettiğini söyledin. Sen bir Tanrıçasın ama soğuksun, hiçbir şey bilmiyorsun. Onu mahveden sensin. Nasıl hatırlanacağına bir bak. Hektor'u öldürürken, Troilos'u öldürürken. Kederinin içinde acımasızca yaptığı şeylerle hatırlanacak." "Belki bu tür şeyler Tanrılar arasında erdem olarak kabul ediliyordur. Ama bir hayatı almanın nesiyle övünülür? Öyle kolay ölüyoruz ki. Onu da başka bir Pyrrhus mu yapacaksın? Bırak onun hikayeleri daha fazla olsun?" "Daha fazla ne?" Bir kez olsun korkmuyorum. Bana daha ne yapabilir ki? "Hektor'un cesedini geri vermesi, bu hatırlanmalı." "Başka?" "Lir çalma yeteneği. Güzel sesi. Kızlar... Başka bir kralın ellerinde acı çekmesinler diye kendine aldı onları." "Başka hatıran yok mu?" "Ben hatıralardan ibaretim." "Anlat o zaman."
Sayfa 358Kitabı okudu
Hiç yalnız hissetmedim kendimi. Bir odada tek başıma kaldım, int*harın eşiğinde. Kendimi çok kötü hissettiğim oldu; ama hiçbir zaman birinin odaya girip kendimi daha iyi hissetmemi sağlayacağını düşünmedim? Ya da birkaç kişinin... Başka bir deyişle, yalnızlık beni hiçbir zaman rahatsız etmemiştir, çünkü yalnız kalmaya doyamam. Ben kendimi insan dolu bir odada ya da tezahürat yapan seyircilerle dolu bir tribünde en yalnız hissederim. Ibsen'den bir alıntı yapacağım: "En güçlü insanlar genellikle yalnızdır."
528 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Kitaba Başkomiser Nevzat’ın anlatımıyla başlayacağım diye beklerken Müstak Serhazin isminde birinin anlatımıyla başladım. Bu yönüyle Kayıp Tanrılar Ülkesi kitabına benziyor. Daha doğrusu Kayıp Tanrılar Ülkesi bu kitaba benziyor. Ben sıralamayı bozup Sultan’ı Öldürmek’i daha sonra okuduğum için bu benzetmeyi yaptım. Romanda “Katil kim ?” sorusundan çok Fatih Sultan Mehmed ve Osmanlı Devleti ile ilgili olaylar ilgimi çekti. Zaten bu tarz kitaplarda hiçbir zaman katili bilemem. Yine bilemedim bu kitapta da. Osmanlı Devleti’ndeki taht kavgalarını, entrikaları okuduğunuzda bu devletin nasıl imparatorluğa dönüştüğüne şaşırıyor ve bu karmaşada Fatih’e bir kere daha hayran oluyorsunuz. Özellikle İstanbul’un Fethi ile ilgili bölümler ve olaylar çok doyurucuydu. Fatih Sultan Mehmed ile ilgili romanlara çok ilgi duymuşumdur esasında. Çocukken Feridun Fazıl Tülbentçi’den “İstanbul’un Fethi” isimli romanı okumuştum. Henüz okumadım ama elimde Beyazıt Akman’dan “Dünyanın İlk Günü” isimli roman mevcut. Bu gibi Fatih’i ve fetihi anlatan romanlar varsa önerilere açığım her daim. Bunun dışında Müstak’ın ruhsal durumu, üç farklı iç sesinin birbiriyle sürekli çatışması, katil olup olmadığına yönelik yaşadığı çelişkiler romanın psikolojik tarafını güzel bir şekilde yansıtıyor biz okuyuculara. Okuduklarım içinde benim en beğendiğim Ahmet Ümit kitabı olduğunu söyleyebilirim “Sultan’ı Öldürmek” romanının. Kitap sonunda bizi karşılayan tarih ve psikoloji kitaplarından oluşan 5 sayfalık kaynakça bu başarının sırrını ortaya koyuyor.
Sultanı Öldürmek
Sultanı ÖldürmekAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201920,3bin okunma
Reklam
Annem...
Annem tutuşan ellerimiz ayrıldı Kalbimdeki sensizlik yara Acın içimde kemirgen Köhne bir virane şimdi Yıkık dökük viraneyim İyi olmaz bir sancıdayım Sensizlik denizinde Savrulur seni bulamam Günler geceler seni getirmez Sana olan özlemim Sana olan sevgimi zaman bitirmez Kalbim senin özleminle yanar. Gel yine aş kapıdan Sarıl boynuma ben gitmedim de Seninleyim oğlum de Üzülme boynunu bükme Hüzünlerimi topla Bahar dalında çiçekler gibi Yeniden açalım seninle Ebedi bir alemde birlikte.
Ben senin en çok gözlerini sevdim Kâh çocukca mavi, kâh inadına yeşil Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil Ben senin en çok gülüşünü sevdim Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran Unutturur bana birden acıları, güçlükleri Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman
Tam ona dönecekekken asıl herşey başkaysa ya başkasını seviyorsa, ya onun içinse bu çaba bu gayret. İşte ben o zaman kendi yüzüme nasıl bakacağım..
Her yetişkin önce çocuktu… Ama pek azı bunu hatırlıyor. Syf. 7 …insan üzgün olduğu zaman gün batımını çok sever. Syf. 39 Onu sözlerine göre değil de davranışlarına göre değerlendirmem gerekirmiş. Syf. 52 En zoru da budur. İnsanın kendini yargılaması, başkasını yargılamasından çok daha zordur. Syf. 65 İnsanların arasında da yalnızlık duyabilir insan. Syf. 98 Örneğin, öğleden sonra saat dörtte gelecek olursan ben saat üçten sonra mutlu olmaya başlarım. Vakit ilerledikçe kendimi daha mutlu hissederim. Saat dört olunca heyecanlanmaya ve huzursuz olmaya başlarım. Ne kadar mutlu olduğumu sana gösterebilmeliyim. Ancak herhangi bir saatte gelirsen yüreğimi hangi saatte hazırlayacağımı bilemem. Bazı şeyler için merasim gerek. Syf. 114 İnsan, gerçeği ancak yüreğiyle görebilir. Gözler, hiçbir şeyin özünü göremez. Syf. 117 İnsanlar, bulundukları yerden hiçbir zaman memnun olmazlar. Syf. 120 Su, insanın yüreğine de iyi gelebilir... Syf. 125 …bir uçuruma doğru sürükleniyormuş gibiydi ve onu tutmak için elimden bir şey gelmiyordu… Syf. 138 Aslında çok üzgündüm ama onlara yorgun olduğumu söyledim. Syf. 147
Ben şimdi bir yabancı gibi gülümseyen Tanımadığın bir ülke gibi İçinde yaşamadığın bir zaman gibi Tam kendisi gibi mutluluğun Beni bekliyorsun
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.