Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
ÇATIŞMA Çürümeden çok önce, galiba kokuşmadan da evvel, ölümle dirim arasında geçen kavganın sonundaki boşlukta; birtakım ecza şişelerinin küçüklü büyüklü, sıra sıra dizildikleri, ağızlarını açıp bekleştikleri zamanı; ötekisi ile; sıcacık bir oda ve bir sepet içinde kokmaya, bir kurt yüzünden bozulmaya, delirmeye, canlanmaya hazırlandıkları zaman
Paravan yukanda derken sesim öyle kısıktı ki duyup duymadığından bile emin değildim. Külotunu çıkar. Demek ki duymuş. Ya sana çoktan çıkardığımı söylersem? Ben insanların arasındayım Bayan Fairchild. Bana işkence etme. Asıl sen bana işkence ediyorsun diyerek öfkelendim Tamam. Şimdi külottan tamamen kurtul. Eteğimi kaldınp külotu
Sayfa 34
Reklam
19. Mektup
Sevgili Fiji, en sonki mektubunu aldığımdan bu yana, duvardaki takvimin hesabına göre tam üç ay, üç gün geçmiş. Fakat bana sorsan, üç gün zor derim. Hız çağında olduğumuzu ve zamanın dizginlerini koparmış, doludizgin koşan bir ata dönüştüğünü unutuyoruz maalesef. Daha doğrusu unutmuyoruz, kabullenemiyoruz. Yine bana soracak olsan, zamana karşı
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
Yavaşça Kayboloyuruz
Ailece doğa belgeselleri izliyoruz bugünlerde. Doğaya pek fazla çıkma imkânımız olmayınca en azından çocuklarımız görsün, bilgi sahibi olsun, diyorum. Köy hayatı, bahçeler, şelaleler, küçükbaş hayvanlar, yumurta, süt, yoğurt, peynir, dalından koparılan doğal sebze ve meyveler, sonbaharın rengârenk ağaçları ve yollara serpilen yapraklar, kar, kış,
Çıra Yayınları / Mehmet KazarKitabı okudu
Yalnız bir opera
ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim imrendiğin, öfkelendiğin kızdığın, ya da kıskandığın diyelim yani yaşamışlık sandığın Geçmişim dile dökülmeyenin tenhalığında kaçırılan bakışlarda gündeliğin başıboş
Reklam
"Artık Maria Puder, yaşamak için kendisine kayıtsız ve şartsız muhtaç olduğum bir insandı. Bu his ilk anlarda bana da garip geliyordu. Bu yaşıma kadar mevcudiyetinden bile haberim olmayan bir insanın vücudu birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi? Fakat bu hep böyle değil midir? Birçok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp
diyorum ki sahte güllere karşı dikenleri savunma zamanı şimdi
Hiç mi bir politikacımız şunu okumadı acaba? s. 246-250
- Aynı vakıanın iki yüzü. Biz bir taraftan bir medeniyet ve kültür buhranı içindeyiz; diğer taraftan bir iktisadi reforma ihtiyacımız var. İş hayatına açılmamız lazım. Bunların birini öbürüne tercih edecek vaziyette değiliz. Buna hakkımız da yok. İnsan birdir. Çalıştıkça ve bir şey yarattıkça kendisini bulur, iş mesuliyeti, mesuliyet düşüncesi
Sayfa 246 - ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: SUATKitabı okudu
Yabanıl bir çam ağacında, bir sabah, içerideki canın dışarı çıkmak üzere kabuğunu tam çatlattığı anda, bir kelebek kozasını görme fırsatını nasıl elde etmiş olduğumu hatırladım. Bekliyor, bekliyordum; o ise gecikiyordu; benim de işim vardı... Bunun için ona doğru eğildim, soluğumla ısıtmaya başladım. Onu sabırla ısıtıyordum. Mucize benim önümde,
Reklam
diyorum ki sahte güllere karşı dikenleri savunma zamanı şimdi
IHLAMURLAR ÇİÇEK AÇTIĞI ZAMAN - I - Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
En bi sevdiğim
Ve bitti Sonra yalnız bir opera başladı ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim imrendiğin, öfkelendiğin
Bir kapı olsa, açsam!
Hayatın pek çok kapısı var, açıp giriyorum o kapılardan birini. Belki dışarıda hiç kalmayanlardan içeride bir şeyler kalmıştır diye. Bir çok kapının ardında birçok aylak adam, ama Aylak Adam romanından bahseden yok aralarında, Faulkner'ı kimin çevirisinden okumak gerektiğinden söz eden kimse yok. Bir köşeye çekilip 'Menekşelendi
Sayfa 195 - Vadi YayıncılıkKitabı okudu
sinematografik balkon
1. Bir yapının genellikle dışarıya doğru çıkmış, çevresi duvar veya parmaklıkla çevrili bölümü 2. Tiyatro, sinema vb. büyük salonlarda asma kat 3. Vücudun göğüs veya göbek bölümü 66,5. Ev ve sokağın birleştiği, özelle genelin bütünleştiği yer, evin sokağı, yarin nadiren de olsa göründüğü alan hani güller güneşler, hani günaydınlar güzeli hani sen
146 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.