“Kısıtlı bir zamanımız yok, sadece çoğunu boşa harcıyoruz.”
Kısıtlı bir zamanımız yok, sadece çoğunu boşa harcıyoruz...
Sayfa 46 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Vakit ayırdıkların değerli ise kapat gitsin..Randevu denen bir şey var!
Bölündüğünde, akışı zedelendiğinde, sahip olduğumuz zaman elimizden kayıp gidiyor. Zamanımız bölündükçe şimdiyi yaşama şansımız azalıyor. Gün içinde aldığımız telefonlar bir ânı derinlemesine yaşama şansımızı yok ediyor.
Kısıtlı bir zamanımız yok, sadece çoğunu boşa harcıyoruz.
" Dünyadaki kitapları bir meydana yığsak, dağ gibi yükselir. Buna karşın, biz insanlar öylesine meşgulüz ki hepsini okuyup anlayacak zamanımız asla yok."
İnsanları hemen sevme Jim. İnsanları sevmekle harcayacak zamanımız yok
Reklam
İnsanları hemen sevme Jim. İnsanları sevmekle harcayacak zamanımız yok.
Sayfa 108 - Sel YayınlarıKitabı okuyor
Teknolojinin ekonomi üzerindeki etkisini açık fikirlilikle baştan değerlendirme zamanımız geldi. [...] Artan üretkenlik ve yükselen maaşlar arasında tarih boyunca gördüğümüz paralellik yok artık.
DOĞRULARIMIZ, DOĞRULARINIZ, DOĞRULARI
Zamanımız ve enerjimizin bir kısmını birilerini eleştirerek geçiriyoruz. Bu kınamaları haklı çıkaracak kadar çirkin birçok duruma tanık olduğumuz ne yazık ki doğru ancak dürüst olalım, bazen başkalarının bizi hiç ilgilendirmeyen dünyasında da yargıç kesilebiliyoruz. Tanıdığımız ve tanımadığımız onlarca insanı hayat seçimleri yüzünden acımasızca eleştirebiliyoruz. Madalyonu kendimize çevirelim. Bizi çok da iyi tanımayan birinin hakkımızda bir şeyler söylediğini duyduk diyelim. Gerçeği yansıtmayan, yanlış veya eksik olan. Bizi yeterince tanımadığı için bu sonuca vardığını düşünür ve umursuyorsak şayet açıklamamızı yapardık. Peki acaba biz herkesi çok mu iyi tanıyoruz? Söz konusu kendimiz olduğunda tavırlarımızı çevresel birtakım şartlara bağlarken etrafımızdakilerin tavrını doğrudan karakterleriyle özdeşleştirmek adil mi sahi? Huzura ulaşmaksa birçoğumuzun derdi, omuzlarımızdan yargısız infazların yükünü almakla başlayabiliriz. Zihnimize düşen eleştiriler ağzımızdan dökülmeden, onları kendimizi tanımak için kullanabiliriz. Biri hakkında yürüttüğümüz bir fikir eninde sonunda içinde biraz "bizi" barındırıyorsa korkularımızı ya da kendimize bile itiraf etmekte zorlandığımız arzularımızı da pekala taşıyor olabilir. Unutmayalım ki hiç kimse dünyayı bizim gördüğümüz pencereden görmek zorunda değil. Tıpkı bizim görmek zorunda olmadığımız gibi. Bir dahaki sefere, birilerini negatif bir biçimde eleştirme isteği duyduğumuzda önce susmayı deneyelim; "kınadığımızı yaşamadan ölmemek" ihtimalini yok etmek bir kenara, tadacağımız hafiflik benzersiz olacak. Begüm
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.