- "Narsisistik kişiliğin temel özelliklerinden birisi eşduyum yeteneği gösteremiyor oluşu; karşısındakinin duygularını anlamakta ve yorumlamakta gösterdiği yoksunluk. Yalnızca kendisi için yaşayan, diğerlerine sadece kendisini yüceltsin ve övsünler diye değer veren, istediğini aldıktan sonra bir kâğıt mendil gibi onları atan, cinselliği aşksız ve nezaketsiz, ilişkileri sığ, sevebilmekten âciz bir kişilik; zamanımızın bir kahramanı. Yaşadığımız çağda bu tarz bir kişiliğin uyum gücü yüksek; zira kendisini göstermek için iş hayatında çok başarılı olmak ister ve olur da. Gösteri dünyasına bakın; kendilerine yönelmiş kameralarla sarhoş olmuş, “ufak dağları ben yarattım” havasında, ürettiği en küçük bir değer olmayan, çok sayıda besleme narsisistle karşılaşacaksınız. Yahut şirketler dünyasının lider profiline, siyasete, spor dünyasına bakın. Mahremiyet, yerini laubaliliğe; aşk, yerini duygusuz cinselliğe bırakıyor. Narsisistik klon bütün dünyaya yayılırken, biz de hakkın gücüne değil, gücün hakkına inanmaya başlıyoruz. Ruhları ele geçiren bir istila karşısındayız ve elimizde savaşmak için kadim insanlık değerlerinden başka bir silah yok. Kibre karşı tevazu, sığlığa karşı derinlik, bencilliğe karşı diğerkâmlık, hasede karşı dayanışma, hıza karşı yavaşlık, yalnızlığa karşı yârenlik, som akla karşı gönül… Bir toplumda gönlün şarkılarını söyleyenler varsa, narsisizm hastalığı burçları aşıp orada otağ kuramaz. “Tarab benim, ben tarabım” diyor büyük şair; iş, mutribin sesini duyacak kulak olmakta!
(Kemal Sayar-Anlayış dergisi. sayı.29. Ekim-2005)