Kendinizi Küçümsemeyin
Zaman zaman farklı dostlarım aynı şeyi dillendiriyor: “Hiçbir şey yapmak istemiyor canım, sanki her şey yapılmış, halledilmiş, söylenmiş gibi. İçimde bir ümitsizlik var, geleceğe karamsar bir şekilde bakıyorum. Bundan da öte, ne yaparsam yapayım benden bir şey olmaz gibi, bütün köşe başları tutulmuş, bundan sonra büyük şeyler yapabileceğime
Saliha Bir Hanım İstiyorum. (Okumanızı Mutlaka Tavsiye Ederim)
Yaş 25 evlilik zamanı geldi geçti derken annem yuva kurma konusunu açtı. Saliha bir kız olsun gerisi gelir diye düşünüyordum. Yakın bir akrabamızdan haber geldi. Komşuları çok dindarmış. Kızın, ailesinden daha da dine bağlı olduğunu duyunca sevindim. Gittik bir görelim görüşelim dedim. İlk ailesiyle konuştum. Hatta ben konuşmadım sürekli onlar
Reklam
Cesaret edip okuyan var mı bakalım
Yaş 25 evlilik zamanı geldi geçti derken annem açtı yu...va kurma konusunu. Saliha bir kız olsun gerisi gelir diye düşünüyordum. Yakın bir akrabamızdan haber geldi. Komşuları çok dindarmış, kızlarının ailesinden dahada dine bağlı olduğunu duyunca sevindim. Gittik bir görelim görüşelim dedim.Ilk ailesiyle konuştum... Hatta ben konuşmadım
Okumadan geçmeyin..
OKUMADAN GEÇMEYİN.. [Saliha Bir Eş İstiyorum] Yaş 25 evlilik zamanı geldi geçti .........derken annem açtı yuva kurma konusunu. Saliha bir kız olsun gerisi gelir diye düşünüyordum. Yakın bir akrabamızdan haber geldi. .komşuları çok dindarmış, kızlarının ailesinden dahada dine bağlı olduğunu ......duyunca sevindim. Gittik bir görelim görüşelim
Bir Asır Önce söylemiş:
“Vakalarımın yaklaşık üçte biri, klinik olarak tanımlanabilecek bir psikolojik hastalıktan değil, hayatlarının anlamsızlığından ve boşluğundan mustarip. Bu, zamanımızın hastalığı olarak tanımlanabilir”
Carl Gustav Jung
Carl Gustav Jung
MUTRİB'İN (şarkıcının) SESİ...
- "Narsisistik kişiliğin temel özelliklerinden birisi eşduyum yeteneği gösteremiyor oluşu; karşısındakinin duygularını anlamakta ve yorumlamakta gösterdiği yoksunluk. Yalnızca kendisi için yaşayan, diğerlerine sadece kendisini yüceltsin ve övsünler diye değer veren, istediğini aldıktan sonra bir kâğıt mendil gibi onları atan, cinselliği aşksız ve nezaketsiz, ilişkileri sığ, sevebilmekten âciz bir kişilik; zamanımızın bir kahramanı. Yaşadığımız çağda bu tarz bir kişiliğin uyum gücü yüksek; zira kendisini göstermek için iş hayatında çok başarılı olmak ister ve olur da. Gösteri dünyasına bakın; kendilerine yönelmiş kameralarla sarhoş olmuş, “ufak dağları ben yarattım” havasında, ürettiği en küçük bir değer olmayan, çok sayıda besleme narsisistle karşılaşacaksınız. Yahut şirketler dünyasının lider profiline, siyasete, spor dünyasına bakın. Mahremiyet, yerini laubaliliğe; aşk, yerini duygusuz cinselliğe bırakıyor. Narsisistik klon bütün dünyaya yayılırken, biz de hakkın gücüne değil, gücün hakkına inanmaya başlıyoruz. Ruhları ele geçiren bir istila karşısındayız ve elimizde savaşmak için kadim insanlık değerlerinden başka bir silah yok. Kibre karşı tevazu, sığlığa karşı derinlik, bencilliğe karşı diğerkâmlık, hasede karşı dayanışma, hıza karşı yavaşlık, yalnızlığa karşı yârenlik, som akla karşı gönül… Bir toplumda gönlün şarkılarını söyleyenler varsa, narsisizm hastalığı burçları aşıp orada otağ kuramaz. “Tarab benim, ben tarabım” diyor büyük şair; iş, mutribin sesini duyacak kulak olmakta! (Kemal Sayar-Anlayış dergisi. sayı.29. Ekim-2005)
Reklam