Romanın Rusya Ukrayna çatışmasına benzerliği, "öldürmeye yeltenen ve ölmek üzere olan belli olduğu halde, tarafları karşılıklı silahlı mücadeleye iteleyen kimdir" sorusunun cevabıdır. Sovyetler Birliği çöktükten sonra ABD, NATO'yu kullanarak tamamen Rusofob, yani Rus düşmanı bir politika izleyip Rusya'yı batıdan NATO ile doğudan da Taliban ve benzeri Müslüman hareketleriyle kuşatma altına almaya çalışmaktadır. Eski Demir Perde ülkelerini derhal NATO üyesi yapmakla kalmayıp, SSCB'den ayrılan Baltik ülkelerini de hemen NATO şemsiyesi altına almıştır. SSCB 1962 senesinde Küba'ya füze sistemleri yerleştirmeye kalktığı zaman Başkan John F. Kennedy, Rusya'yı nükleer savaşla tehdit etmiş, büyük İngiliz matematikçi ve filozof Lord Bertrand Russell'dan yaptığının insanlık düşmanlığı olduğunu, tüm dünyayı tehdit ettiğini söyleyen sert bir telgraf almıştı. Halbuki o dönemde İstan- bul yakınlarında, Alemdağ'da Amerikan roketleri yerleştirilmişti bile. Yani SSCB'nin yaptığı ABD'nin yaptığına bir karşılık vermekten ibaretti. Lord Russell o zamanki SSCB Politbüro Başkanı Kruşçov'a da bir telgraf yollayarak Amerikan kışkırtmalarına cevap verilmemesinin insanlığın geleceği açısından önemini vurgulamıştı. Lord Russell bir telgrafi da zamanın Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri U Thant'a yollayarak ABD'nin kınanmasını tavsiye etmişti. Sorun, Rusların son derece akılcı bir davranış sonucu geri adım atmalarıyla o zaman çözülmüştü.
Sayfa 59 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
Müslüman toplumu kendini güvende hissettiği her defasında açık olmayı başarmıştır. Böyle zamanlarda ortaya çıkan İslam görüntünün bugünün karikatürleriyle hiçbir benzerliği yakada, tur. Eski görüntünün İslamın başlangıçtaki esas ruhunu daha iyi yansıttığını söylemeye çalışmıyorum ama sadece, bu dinin de, tıpkı öteki dinler gibi, tıpkı öteki doktrinler gibi her dönem- de zamanın ve mekanın damgasını taşıdığını söylemek istiyorum. Kendilerinden emin olan toplumlar yansımalarını güven verici, huzur dolu, açık bir dinde bulurlar; güvensiz toplumlarsa korkak, bağnaz, çatıkkaşlı bir dinde. Dinamik toplumlar, yenilikçi, yaratıcı bir İslamda yansırlar; oldukları yerde kalan toplumlar durağan, en küçük değişime bile isyan eden bir İslamda yansırlar.
Reklam
Sorun din değil toplumdur.
Müslüman toplumu kendini güvende hissettiği her defasında açık olmayı başarmıştır. Böyle zamanlarda ortaya çıkan İslam görüntüsünün bugünün karikatürleriyle hiçbir benzerliği yok. Eski görüntünün İslamın başlangıçtaki esas ruhunu daha iyi yansıttığını söylemeye çalışmıyorum ama sadece bu dinin de, tıpkı öteki dinler gibi, tıpkı öteki doktrinler gibi her dönem de zamanın ve mekanın damgasını taşıdığını söylemek istiyorum. Kendilerinden emin olan toplumlar yansımalarını güven verici, huzur dolu, açık bir dinde bulurlar, güvensiz toplumlarsa korkak, bağnaz, çatıkkaşlı bir dinde. Dinamik toplumlar ve yenilikçi, yaratıcı bir İslamda yansırlar, oldukları yerde kalan toplumlar durağan, en küçuk değişime bile isyan eden bir İslamda yansırlar.
Bu sebeple, meseleyi daha evliliğin başında ciddiye almak gerekir. Evlenilecek kişinin tercihi önemli bir şey. Uygunluk; yaş, kültür, merak ve ilgilerin benzerliği belirleyicidir. Flört mevsimleri, bu mevsimlerde yaşanan duygusal yoğunluk aldatıcı olabilir. Hoşlanma sevgi değildir; hoşlanma sevgiye dönüşüyor mu, buna bakmak lazım. Hemen karar verilmemeli. Duyguların oturması için zamanın geçmesi gerekir. Hoşlanma sevgiye, sevgi aşka dönüşmelidir. Hoşlanma, sevgi ve aşk durumlarında aradaki ilişkinin yoğunluğu kişilerde farklılık arz eder. İnsan bu üç halde farklı şeyler hisseder. Bu sebeple aradaki ilgi ve duygu köklü olmalıdır.
Sayfa 213
_Tinin Görüngübilimi, bilincin değişiminin yolculuğunun betimidir. _Her şey kozmik tinin görüngüleridir. Bu gerçekliklerin dışında aşkın bir varoluş bulunmaz. Her şey bu dünyada olup biter ancak bilen özne ile bilinen şey mesela bilinç ve dünya aynı şeydir. Hepimiz her şeyi kapsayan kozmik ruhun parçalarıyızdır. O tekil ve tüm olan tin'dir.
Espriler - Otobiyografi
_Nükte’yi anlamak oldukça güç. _Nükte, benzemezin içindeki gizli benzerleri açığa çıkarma yeteneğidir. _Nükte, zeka ürünü olarak haz üretmeye yarayan bir etkinliktir. Esprilerin malzemesi, yasaklanmış arzulardır. _Bazı Nükte formülleri: Şaşırtma, aydınlatma, karşıtlıklar, anlamsızlıktaki anlam. _Kraeplin: Karşıt iki kavramın birleşimi ve
Reklam
Söylediğimiz şeylerle düşündüklerimiz arasında herhangi bir benzerliği engellemekte, arzunun üstüne yoktur.
Sayfa 1308Kitabı okuyor
İNSAN VE İKİ AĞAÇ
Tanrı'nın sonsuz planı, Tanrı'nın tasarısı bizlere Kutsal Yazılar'ın 66 kitabı aracılığıyla açıklanır. Kutsal Yazılar'ın en başında Tanrı'nın kendisini ifade etmek için, yaratmanın merkezi olarak insanı yarattığını görürüz. Tanrı tasarısında, insanın, Tanrı'yı, Tanrı'nın tüm evreninin merkezi olarak ifade
Sayfa 101 - Akarsu YayınlarıKitabı okudu
“Söylediğimiz şeylerle düşündüklerimiz arasında herhangi bir benzerliği engellemekte, arzunun üstüne yoktur.” (Kayıp Zamanın İzinde 3. Kitap)
Sayfa 321 - YKYKitabı okudu
Başka bir keşif yolculuğu daha başlamıştır: insan vücudunun içine yapılan. İnsan artık kendi için kutsal, büyüsel, dokunulmaz bir varlık değildir. 1492'de Valencia'da doğan Juan Vivés deneysel fizyolojinin temellerini atmaktadır. Beden yavaş yavaş bir ülke olarak kabul edilmektedir, ziyaret etmek için onu açma hakkı vardır. Cesetler üzerinde açıkça teşrih uygulanmaya başlanmıştır. Bolognalı bir anatomi hocası olan Berengario da Carpi 1493'te, Roma'daki papalık tıp okulu da dahil, İtalya'nın tüm okullarında bu uygulamaya izin verilmesini önermektedir. Zamanın en büyük anatomicisi olan Vesale, XVI. yüzyılın ortasında Engizisyonun yasaklarına rağmen insan bedenlerini teşrih etmiştir. "De Corporis Humani Fabrica" adlı eserinde, Galenos'un anatomik çözümlemesindeki iki yüzden fazla yanlışı açığa çıkartmıştır; "İnsanın yapısı(nın) ancak insanın üzerinde gözlenebileceğini" açıklamakta, böylece biyoloji ve antropolojinin temel aksiyomunu koymuş olmaktadır. Bizzat Vinci de, hayatının son yıllarının büyük bölümünü vücut kasları üzerinde çalışmaya ayırmıştır. İnsanın Doğayla benzerliği belirginleşmektedir. Harway XVII. yüzyılda kan dolaşımının temel ilkelerini, bu dolaşımı gezegendeki su devresiyle kıyaslayarak aydınlatmıştır. Bu keşif yolculuklarının tedavi teknikleri üzerinde etki etmeleri için daha bir yüzyıldan fazla beklemek gerekecektir. Fakat insan kendisini daha şimdiden, hizmet etmeye hazırlandığı Makine'nin bir eklentisi olarak kavramaktadır. Kendini onarmanın, korumanın, bakımını yapmanın uygun olacağı bir makine olarak düşünmektedir.
Sayfa 253 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ama kusurların çeşitliliği de, en az faziletletin benzerliği kadar hayran olunmaya değerdir. En mükemmel insanın, çok şaşırtıcı veya tahammül edilmez bir kusuru olur.
Sayfa 749 - YKY YAYINLARI, 8. BASKI ÇEVIREN: ROZA HAKMEN
Atsız'ı kaybedeli 45 yıl oldu. Bir fikir, ülkü ve bilim adamının, bir sanatçının ölümünden 45 yıl sonra da yaşaması önemli bir olaydır. Atsız'ın eserleri, yaşadığı döneme göre bugün çok daha fazla okunuyor. Onun birkaç kitabının 04.12.2020 tarihi itibarıyla, kitapyurdu.com'daki satış ve yorum sayılarına bakarak ne kadar çok
"Söylediğimiz şeylerle düşündüklerimiz arasında herhangi bir benzerliği engellemekte, arzunun üstüne yoktur."
Söylediğimiz şeylerle düşündüklerimiz arasında herhangi bir benzerliği engellemekte, arzunun üstüne yoktur.
Sayfa 1308Kitabı okudu
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.