"100 Yazar Einstein'a Karşı" adında bir kitap basıldığında cevabı yapıştırdı: "Haksız olsaydım zaten biri yeterli olurdu!"
Bilginin en büyük düşmanı cehalet değildir. Bildiğini zannetme sanrısıdır.
Bilgininin en büyük düşmanı cehalet değildir. Bildiğini zannetme sanrısıdır.
Kuantum mekaniği öngörülemezliğin ya da rastlantısallığın kaçınılmaz yanını bilime dahil eder. Einstein, her ne kadar söz konusu fikirlerin gelişiminde önemli bir rol oynamış olsa da bu duruma şiddetle karşı çıkmıştı. Einstein evrenin olasılıkla çalıştığını hiçbir zaman kabul etmedi; nitekim bu duruma ilişkin duygularını da meşhur “Tanrı zar atmaz” ifadesinde özetlemişti.
Eğer evren gördüğümüzden farklı olsaydı, şimdi burada olmazdık.
Sayfa 165 - AlfaKitabı okudu
Uzay ve zaman evrende olan her şeyi etkilemekle kalmaz, aynı zamanda her şeyden etkilenir de.
Sayfa 52 - AlfaKitabı okudu
Oysa şimdilerde baskı kalitesi çok iyi zamanın..
Acı çekmekten mutluluğa saniyeler içinde geçiyorsunuz.
Bir sevdiğinizi bir daha sevmiyorsunuz..
Sonsuz şişme ve sınırsızlık koşulu birlikte, evrenimizin özgün olmadığını söylemekte. Tersine, büyük patlama sırasındaki kuantum dalgalanmalarından pek çok başka evrenler de ortaya çıkmakta ve büyük ihtimalle buralarda farklı fizik ve kimya yasaları hüküm sürmekte. Belki de bütün bu evrenler içindeki en olası evrende yaşamıyoruz. Büyük ihtimalle, koşulların karmaşıklık ve yaşamın doğuşu için uygun olduğu evrenlerden birisiyiz.
bir kara deliğin kütlesi, bir dağın, santimetrenin milyonda birinin milyonda birine, yani bir atom çekirdeğinin içerisine sıkıştırılmış kütlesine eşittir. Bu kara deliklerden bir tanesine dünya yüzeyinde sahip olsaydınız, dünyanın yüzeyini delip, özeğine düşmesini engelleyecek hiçbir şey olamazdı; sonunda yerin özeğinde durana dek, yeryüzünün bir o yanına bir bu yanına salınmayı sürdürdü. Bu yüzden, enerjisini kullanmak üzere onu yerleştirebileceğimiz en uygun yer ancak dünyanın çevresinde bir yörüngedir; onu bu yörüngeye getirmenin tek yolu da, eşeğin önüne iple havuç tutmak gibi, önünde daha büyük bir kütleyle onu çekmek olurdu. Bu, pek uygulanabilir bir öneri gibi gözükmekte; en azından yakın gelecek için.
Bugün hâlâ, neden burada olduğumuzu ve nereden geldiğimizi öğrenmek arzusundayız.
Sayfa 27 - Alfa YayıneviKitabı okudu