Zaman içindeki bu yurtsuzlaşmanın yanında, bakışlarınız altında çürüyen evren manzarasının dışında hiçbir şeyin göze batmadığı o boş bitkin çöküntü halinin yanında, cehennem bile bir sığınaktır.
Sıkıntıyı hiç bilmeyen kişi, çağların doğuşundan önceki dünyanın çocukluğunda bulunmaktadır hâlâ; ahı gitmiş vahı kalmış kendi boyutlarına aldırmayan o yorgun zamana , kendi geleceğinin eşiğindeyken âniden bir yadsima lirizmi mertebesiyle çıkartılmış maddeyi de beraberinde sürükeyerek çöken zamana kapalı kalır.
“Belirgin bir dertten mustarip olan kişinin şikayet etmeye hakkı yoktur: Onun bir meşgalesi vardır. Ağır hastalar hiç sıkılmazlar: Hastalık içlerini doldurur, tıpkı büyük suçluları vicdan azabının beslemesi gibi.