"Acılaşan insan zamanla hiçbir istek duymaz. Ne yaşayacak ne de ölecek iradeye sahiptir artık, sorunun özü de budur."
“Hepimiz acıklı bir şarkı severiz. Herkes yenilgiyi tadar. Kimsenin tam istediği gibi bir hayatı olmaz. Hepimiz sahnenin ortasında kendi kahramanımız olarak role başlarız ve zamanla kenara itiliriz. Kahramanımız yenilir, hikaye değişir, tepetaklak olur ve biz bir kenarda artık neden bize rol verilmediğini merak ederiz. Hatta neden rol istemediğimizi. Herkes bunu yaşar ve bu bize bir şarkının tatlı kaşığıyla verildiğinde kalpten kalbe bir yol açılır. Daha az dışlanmış hissederiz. İşte herkes gibi bu olup biten lanet olası şeyin, bu zincirim parçasıdır deriz. Herkes yenilir..”
Reklam
“hepimizin beklediği gibi gerçekliğin kendisi olmayan, ama yapıtın gereksinimlerinden doğan bir boyutta bütün kişiler zamanla kayıtlı. çünkü bütün dram bir tutsaklık yaratır ve oyuncu ancak kayıtlılık derecesine göre önemlidir.”
Sayfa 93
Kaybedilen en kıymetli eşyanın, servetin,her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor. Yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor. Bunun sebebi herhalde, "Bu böyle olmayabilirdi!" düşüncesi, yoksa insan mukadder telakki ettiği şeyleri kabul etmeye her zaman hazır.
Sayfa 149Kitabı okudu
İnsan yoruluyor sevgilim Yaralı bir zamanla kendini sevmekten
İnsanlar her şeyi duyuyorlar. Bunun için de çabuk tükeniyorlar, hiç bir şeye şaşmaz oluyorlar zamanla.
Sayfa 356 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Ruhtan gelen yaşantıyı, salt egodan gelen yaşantıdan ayıran üç şey vardır: Yeni yöntemleri hissetme ve öğrenme yeteneği Kötü de olsa yoldan ayrılmama azmi Zamanla derin sevgiyi öğrenme sabrı.
Sayfa 168
Hayatın en önemli kurallarından biri bulur: Kimsenin anlamadığı küçük değişiklikler zamanla birikir ve büyük değişimleri meydana getirir.
Bekleyin. Tanrı insanı sopayla değil zamanla terbiye eder. Talih de beklemeyi bileni büyük ödülle karşılayacaktır.
“Allah ölüm acısını dağlara vermiş, taşıyamayıp yıkılmış. Nehirlere vermiş, ağlamaktan kurumuş. Rüzgarlara vermiş, esmiş esmiş tüketmiş. En sonunda hepsi dile gelerek ‘al bu acıyı, dayanamıyoruz’ diye Allah’a yalvarmışlar. Allah da ölüm acısını onlardan almış, biz insanlara vermiş. İnsanoğlu arsızmış. Çabuk unuturmuş, çabuk alışırmış. Dağları yıkan, nehirleri kurutan, rüzgarları tüketen ölüm acısı insanı tüketmemiş. İnsan acının ilk haliyle kavrulmuş kavrulmuş ama zamanla alışmış…”
Sayfa 400 - Alfa yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Zamanla ilişkiler birkaç aya, üç-beş haftaya derken günlere hatta saatlere çekildi. Seks aşkı ezdi geçti.
Çift Terapisinde yaklaşımlar 2
Sistem yaklaşımını benimseyen terapistler, çiftlerin oluşturduğu düzende tümüyle pasif veya mağdur konumda olunamayacağını varsayar. Bu yaklaşım, suçu bir tek kişinin üzerine yıkmaya olanak vermez çünkü her iki eş de ortaya çıkan her etkileşimden sorumludur. Her ne kadar belirli koşullarda eşlerden biri mağdur ve tacizci gibi görünse de, bu durum eylemi yapan ve eyleme karşılık verene bağlı olarak çiftin kendince oluşturduğu bir yanılsamadan görünenlerdir. Sistem terapistine göre, ilişkiler zaman içinde değişime kapalı, istikrarlı bir sosyal düzene oturur. Mütemadiyen süren etkileşim kalıpları, zamanla bu düzenin kuralları haline gelir.
Bu dip-çiçekleri (ihtiyar mavi-uçlulardan öğrendiğimize göre) eski günlerdeki görkemli çiçeklerin solgun anılarıymış. Zamanla maydanoza, tereye, rokaya, radikaya, ebegümecine, riganiye, naneye, dereotuna, ve melissaya dönüşmüşler. Çünkü eskiden, Rumca adlarını bilmediğimiz ve tam on üç rüzgarın çarpazlama kestiği sayısız geçitte çiçek pazarları kurulurmuş.
Cehalet zamanla şekil değiştirir. Ama hep vardır ve her zaman için ölümcüldür.
"Bence çok uğraşırsanız zamanla kendinizin de onayladığı bir kişiye dönüşebilirsiniz; bugünden itibaren düşüncelerinizi ve eylemlerinizi değiştirmeye kendinizi adarsanız bir kaç yıl içinde yepyeni, lekesiz bir hafızanız olur ve anılarınızdan zevk almaya başlarsınız."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.