Bazıları yalnızca bedenlerini götürür giderken…
Hayallerini bırakırlar, anılarını…
Ve bir daha toparlaması mümkün olmayan bir enkaz bırakırlar geriye…
Bazen ‘sen daha iyisine layıksın’ derler.
Bazen ‘ben sana göre değilim’ derler.
Bazen de ‘her şey senin mutluluğun için’ derler…
Derler, ve giderler…
Bizi en çok mutluluğumuzu istediğini
Bir saniye sonrasının bile büyük bir muamma olduğu şu hayatta, bir sis perdesi içerisinde yürüyoruz işte. Bazen zamansız ayrılıklar çalıyor kapımızı, bazense mucizeler. Önemli olan, yaşadıklarımızı nasıl anlamlandırdığımız değil, nasıl sorguladığımız..
Kimi ayrılıklar vardır zamansız, kimi ise mecburiyetten. En kötüsü mecburiyettendir. Canının bir parçası olan ablanı otogardan bir selamla uğurlamak gibi...
Aynı kentlerde ayrılıklar
İntiharlar ve esir kampları
Yürüdükçe ölümler takılıyor ayaklarımıza
Genç ölümler
Zamansız ölümler
Direnen ve ölümsüzleşen ölümler