Allah resulü Abdullah b. Abbas’a şöyle nasihatte bulunmuştu:”Delikanlı!Sana bası şeyler öğreteceğim.Allah’ı gözet ki Allah da seni gözetsin.Allah’ı gözet ki Allah’ı daima yanında bulasın.Bir şey istediğinde Allah’tan iste.Yardıma muhtaç olduğunda Allah’tan yardım iste.Şunu bil ki bütün insanlar sana fayda vermek için toplansa Allah’ın takdiri dışında sana fayda veremezler.Ve yine bütün insanlar sana zarar vermek için toplansa Allahın takdiri dışında sana hiçbir şey zarar veremez.Bu konuda kalemler kaldırılmış sayfalar kurumuştue.
İnsanı göz önünde bulundurduğumuzda öfkenin doğaya uygun olup olmadığı ortaya çıkacaktır. İnsan doğru bir ruh halindeyken ondan daha nazik olan ne vardır? Peki, öfkeden daha zalim olan nedir? Başkalarına insandan daha sevimli ge len bir şey var mıdır? Peki, öfkeden daha büyük bir düşman var mıdır? İnsan yardımlaşmak için doğmuştur, öfke ise karşılıklı yıkım için vardır. İnsan biraraya gelmek, öfke ayırmak ister. İnsan fayda sağlamak, öfke zarar vermek ister. İnsan tanıma dıklarının dahi yardımına koşmak, öfke en kıymetlilere dahi saldırmak ister. İnsan başkalarının iyiliği için kendini harca maya dahi hazırdır, öfke ise ancak başkalarını da beraberin de sürükleyecekse tehlikeye atılır. O halde bu vahşi ve zararlı kusuru, doğanın bu en iyi ve en gelişkin eserine atfedenden daha büyük doğa cahili var mıdır?
İnsan sonucu fayda sağlamayan veya zarardan sakındırmayan bir fiili işlemeyi manasız bulur.
(Mâtüridi, Kıtâbü't-Tevhid, 158)
İnsan fiillerini gerçekleştirirken fayda-zarar ilkesini göz önünde bulundurur. Sonucunun kendisine fayda sağlayacağını düşündüğü fiilleri yapar, zararlı olduğunu düşündüğü fiillerden ise sakınır. Kendisine zarar vereceğini bildiği kötülüklerden uzak kalmaya gayret eder. Bile bile zarara doğru sürüklenmek istemez. Mâtüridi insanların kendi inisiyatifleriyle baş başa kaldıkları durumda fayda sağlamayan işlere girişmediklerini, bunu yapan kişilerin ise ahmak ve cahil olmakla itham edildiklerini söyler."151
Matüridi'ye göre bu, aslında insanca bir tutumdur. İnsanlar uzak veya yakın bir menfaat elde etmek için güçlüklere göğüs gerip gayret gösterirler. Allah da insanlara faydalı olan şeyleri emretmekte, zararlı olan şeylerden de onları sakındırmaktadır. Akıllı kişi de kendi yarar ve zararını bilen ve ona göre davranan kişidir. Ancak, küçük bir fayda için büyük kayıplar vermeyi göze alması isabetli olmaz. Bu nedenle küçük ve geçici çıkarlar elde etmek , için olması gerekenden taviz vermek, batıl ve yanlış yollara tevessül etmek isabetli bir tutum olmaz. Daha uzun vadeli, daha kalıcı faydalar elde etmek için çabalanmalıdır. Bu noktada en kalıcı fayda ahirete dönük olan ve Allah rızasına nail olmaya vesile olan faydadır.
151 Matürtdi. Kitâbü't-Tevhld, 253.
Oncelikle "bir şey bir şey gücü" isimli kitaplar bana fazla iddialı ve gülünç geliyor. İkinci olarak tanıtım yazısında, görüş metinlerinde "eğer size tek bir kitap onerseydim o bu kitap olurdu" gibi ya da "okudum hayatım degisti" ya da "sorularına cevap mı arıyorsun, işte burada " bla bla cümleler bana
“İnsan yardımlaşmak için doğmuştur, öfke ise karşılıklı yıkım için vardır. İnsan bir araya gelmek, öfke yıkmak ister. İnsan fayda sağlamak, öfke zarar vermek ister.” Daha da devam eder karşılaştırmalarına ve öfkenin doğaya uygun olup olmadığının cevabını şu çarpıcı soruyla verir: “Bu vahşi ve zararlı kusuru, doğanın en iyi ve en gelişkin eserine yani insana atfedenden daha büyük doğa cahili var mıdır?
Suç, Ceza ve Vicdan Azabı
Nasıl başlık ama, mükemmel estetik duruyor değil mi ? Romanı ilk okuduğumda 12-13 yaşımdayken falan aklıma bu başlık gelmişti. “Ben olsam kitabın adını böyle yapardım” demiştim. İyi ki ismini ben koymamışım berbat olurmuş.
Neyse konumuz bu değil, kitabı incelemeden önce biraz vicdan azabını tanıyalım. Bu yazılar
Zahmetsiz rahmet olmaz. Sorumluluk insanlara zarar vermek, sıkıntıya sokmak için değil, insanı zararlardan korumak ve fayda temin etmeye yöneltmek içindir.
Abdullah b. Abbas -radıyallahu anhuma-’dan merfû olarak rivayet edildiğine göre Allah rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Ey çocuk sana birkaç kelime öğreteceğim. Sen Allah’ı (dinini) koru ki, Allah da seni korusun, sen Allah’ı (dinini) koru ki, Allah’ı karşında bulursun. İstediğin zaman Allah’tan iste, yardım dilediğin zaman Allah’tan yardım dile. Bil ki ümmet eğer sana bir şeyle fayda vermek üzere toplansa, sana ancak Allah’ın senin lehine yazdığı şey ile fayda verebilirler ve eğer sana bir şey ile zarar vermek üzere toplansa ancak Allah’ın senin aleyhine yazdığı şeyle sana zarar verebilirler. Kalemler kaldırıldı ve sahifeler kurudu.»
~ Tirmizî
"واعلمْ أن الأمةَ لو اجتمعت على أن ينفعوك بشيء لم ينفعوك إلا بشيء قد كتبه الله لك، وإن اجتمعوا على أن يَضرُّوك بشيء لم يَضرُّوك إلا بشيء قد كتبه الله عليك."
"Bil ki ümmet eğer sana bir şeyle fayda vermek üzere toplansa, sana ancak Allah’ın senin lehine yazdığı şey ile fayda verebilirler ve eğer sana bir şey ile zarar vermek üzere toplansa ancak Allah’ın senin aleyhine yazdığı şeyle sana zarar verebilirler."
Resulullah (sav) şöyle buyurdu ;
Evlat ! Sana birkaç söz öğreteceğim :
Allah'ın emirlerini gözet ki , Oda seni gözetsin !
Allah'ın buyruklarına uy ki , O'nu hep yanında bulasın !
Birşey isteyeceksen Allah'tan iste !
Yardım isteyeceksen Allah'tan iste !
Bil ki , tüm ümmet bir konuda sana fayda vermek için bir araya gelse , ancak Allah'ın sana takdir ettiği kadar bir fayda verebilir. Sana bir konuda zarar vermek için de hepsi bir araya gelse , bilki ancak Allah'ın sana takdir ettiği kadar zarar verebilir . Bil ki , kalemler kaldırılmış ve sahifeler de kurulmuştur .