1. Tek bir kelime “Git!” demişti “Öl, yaşama, nefes alma!” Gibi duymuş, anımsamıştım, o kelimeyi. Hastane odasında iyileşmesini bekleyip, yemeklerini yedirdiğim, ilaçlarını dakikasına kadar geciktirmediğim bir adam diyordu bunu. Pencerenin kenarında durup, yoldan geçen arabalara bakıyordu. Aslında beni görmemek için dönmüştü sırtını – her zaman
İşyerindeydim, nöbette, yalnızdım, öyle umdum en azından. Çayımı koydum, dikkatimi toplamaya çalıştım, yazarla baş başa kalayım diye. Oğuz Atay’ın öykü kitabını bu akşam bitiririm diye düşünmüştüm. Ya da bir ara aklıma öyle gelmiş sonra vazgeçmiş olabilirim. Emin değilim okuyorum sadece...
Şimdi anladım, aslında bu kitapla başlamak lazımdı Atay’ı
Mutluluk ipi çekilmesi zor bir yarışa benzer.Kimi kazanmak için çaba zarf eder, kimi kazanılmasını kadere bağlar, kimisi akışa bırakır" olmasa da olur" der. Siz hangi nehire kapılıp gidiyorsunuz? Ya da boğuluyor musunuz...
(Yazgül Sipki )
‘1K kutsal kitaplar serisi’nden Şibumi’nin incelemesi vesilesiyle herkese selamlar...
Çok net hatırlıyorum, siteye ilk üye olduğumda ‘bu kitaba sahip olmayanları burada barındırmıyorlar herhalde’ diye bir kaygıya kapılmış, Ocak 2018’de hemen sipariş etmiştim kitabı. Ancak kitabı almak da yetmiyor tabii. https://1000kitap.com/Nordavind ‘nın
Levent adında bir arkadaşım vardı Güngören'de; tanıdığım en neşeli, en sosyal, en fırlama adamlardan biriydi. Yıllar önce bir sabah, daha yirmili yaşlarında camdan atlayarak canına kıydı. O gün bu gündür kim gönülden neşeli kim yürekten yaralı bilmem. Zarf başka, mazruf başka.
Sevgili Okur,
Bu incelemeyi mektup tarzında yazarak unutulan, yok olmaya yüz tutmuş bu değeri bir nebze olsun hatırlatmak ve naçizane yaşatmak istedim, anlatıcımızın hatırlattığı ve yaşattığı gibi. Yazarın tabiriyle, bir zarfı açmak kadar kalbi titreten ne vardır. Bir anlamda zarf mahremiyettir, mahrem olmasa da satırlar. Bir köşeye
Her yıl Temmuz sıcağında hatırlayıp yüreğimizi burkan bir güzel insan; hızlıca geçmişti bu yüzyıldan sanki ilerdeki yılların hep kötüye gideceğini anlayıp.. Pek duyulmamış bir yönüyle analım bu yıl:
Üniversiteyi yeni kazanmıştım. Babamın pek durumu yoktu, ben de biraz para biriktirmek için yazın Bodrum’a gittim. Bir arkadaşım bir mekanda
Adı bilinmeyen ülkeden hepinize merhaba. Size eflatun bir zarf getirdim. Açıp açmamak size kalmış. Ama isterseniz önce bi şunu okuyun sonra karar verirsiniz.
Hayranları iyi bilir Saramago kural tanımaz. Onun için kurallar çiğnenmek için konmuştur. Tanıştığımız insana sorduğumuz ilk şeyi yani isimleri ortadan kaldırmıştır. Böylelikle insanın
Eş seçerken, zarf değil, önce mazrûfa bakın;
Allah korkusu yoksa, başlamadan bırakın.
Dost seçerken, mânevî mercekleri takının;
Dışı yaldız, içi boş, ambalajdan sakının.
“Sevgili Dost,
Bir zarfı açmak kadar kalbi titreten ne vardır. Zarf mahremiyettir, mahrem olmasa da satırlar. Bir köşeye çekilinir, yalnız okunur mektuplar.”