Son zamanlarda okuduğum en iyi psikolojik roman. Felsefeyle edebiyatın iç içe olduğu harika bir eser.
Nietzsche Ağladığında 1992 yılında Irvin D. Yalom tarafından yazılmış, ümitsizliği ve yanılsamaları konu alan bir düşünsel romandır. Romandaki aktörler Nietzche, Josef Breuer , Sigmund Freud ve Lou Andreas-Salomé.
Bir gün Lou Andreas-Salomé Doktor Breuer’in kapısını çalar ve Avrupa’nın geleceğinin tehlikede olduğunu Nietzche’nin ümitsizlik hastalığına yakalandığını ve ona yardım etmesini ister.
“Ümitsizliklere ilaç, ruhlara doktor yoktur.”(s.18)
Breuer tabikide Lou Andreas-Salomé gibi bir kadının bu isteğini geri çevirmez her ne kadar mantıklı bulmasa da. Ve asıl bölüm Nietzche ve Breuer’in buluşmasından sonra başlıyor. Her ne kadar Nietzche kendini yaşadıklarını açmasa anlatmasa da Doktor Breuer bu deha karşısında pes etmez. Breuer Nietzche'nin hastalığını kendi hastalığıymış gibi sunup Nietzche'den çözüm bekler. Ve karşılıklı terapiye başlarlar. Bu buluşmalarda sorgulamalar yüzleşmeler itiraflar pişmanlıklar aşklar ne ararsanız var. Okuru etkisi altına almayı başaran bir eser.
“Dışarıdan bakınca çok iyi bir yaşam sürüyor gibi görünüyorum. Ama biraz derinlere inerseniz, içimde koskoca bir ümitsizliğin hüküm sürdüğünü görürsünüz.” (s.174)
“Amor fati, yazgını sev.” (s.345)