Solgun ekimin yumuşattığı bir Mavilik ki
Yansıtıyor, büyük havuzlarda sonsuz hüznünü
Ve yaprakların, koyverip rüzgara ölümünü
Dolaştığı, çukurlar kazdığı cansız sulara
Salıyor, sarı güneşi uzun ışıklarıyla.
Fırtınaları çağıran şu direkler, kim bilir
Rüzgarların gömdüğü o batık gemilerdendir,
Şimdi ne direkleri ne adaları kaldı...
Boş ver kalbim, dinle tayfaların şarkılarını!
Yatağından daha derin bir rüya görmek istemiyorum.
Yahut ıssızlığı daha iyi bilmek ölülerden,
Pişmanlığın bilinmez kıvrımlarında uçmak istemiyorum;
Ve karanlık yalanların ardından taddığın lezzetlerden
Ben arzulu gecenin o adamıyım. Yazık! Boşa çekiyorum ülküyü çalan halatı
Bir tutam tüy söylüyor soğuk günahlarımı,
Çok usul geliyor kulağıma sesler artık!
Ve bir gün, yorgun, boş yere çekmekten bu ipi
Taşı atıp ucuna asacağım kendimi.