Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Allah aşkı
Ne imiş bileceğin? Alan veren O'dur bazar içinde. Gözden gören O, kulaktan işiten O, ayaktan yürüyen O. Ne kaldı senden geriye? Ne kalacak? Sen mi vardın o kalsın? Zaten O vardı, sen yoktun. |
Yunus Emre
Yunus Emre
Aşkın Yolculuğu
Çünkü bir sabah uyandım, sen yoktun. Sen olmayacakmışsın artık, doktor söyledi. Doktorlar hep ciddidirler. Ölüler rüya görür mü? Tıp buna bir şey yapsın. Girsem rüyalarına, duyar mısın sesimi? Tıbben birlikte olma şansımız kalmamış, benim yeniden seven yanlarımı almışlar. Eğer gerekli tedaviyi görürsem anılarımla idare edebilirmişim bir ihtimal.
Reklam
limonlu dondurma
İşte böyle kuzum, anlayacağın şu ömrümde pek çok şeye göğüs gerdim. Hani diyor ya Ahmet Arif; aç kaldım, susuz kaldım. Parasız kaldım. Annem, babam, seninle de tanıştırdığım küçük kız kardeşim, üniversite arkadaşlarım, bir masada gülüp eğlendiklerim; benim de figüranlığını yaptığım, kimi zaman ana karakterlerinden olduğum onlarca güzel insanın
. BENİ UNUT -beChaos-
Gizlice gel , Kimseler görmesin derdin . Giyinir kuşanır , Kayalıklarda, Seni yalnız beklerdim. Griliği yırtarak yaklaşırdı, Mercan mavisi gözlerin. Kalbim yerinden çıkardı;
Sayfa 101 - İkinciadam YayıneviKitabı okuyor
'İyi güzel de benden ne istiyorsun,' diyorum merakla. 'Oturmuşum Kâbe'nin dizinin dibine, Kur'an'ımı okuyorum, Kâbe'ye bakıp bakıp dua ediyorum... Nereden çıktı şimdi bu muhabbet? Otuz üç yıldır yoktun madem, neden bugün geldin yanı başıma, diye çıkışıyorum. Diyor ki, 'Şimdiye değin kendini duymaktan kaçtın hep. İç sesini yabancı ettin kendine. Sana yaralarını fısıldayan, iyileşmeni murat eden sesimi yok saydın. E baktım hacca geldin, sıfırlanmak, yenilenmek, yeniden doğmak üzeresin, tam zamanı diye düşündüm,' diyor. 'Kabuklarını bir bir açmanın, özüne ulaşmanın, kendi 'ben'ini fark edip sesine kulak kabartmanın zamanı geldi de geçiyor. Aynı soğan gibi,' diye ekliyor. 'Soğan mı, o da nereden çıktı,' diye soruyorum şaşkınlıkla. 'Soğan gibi, kabuklarını kat kat soyman gerekir,' diyor. 'Soğanın özüne, cücüğüne ancak öyle ulaşırsın. İnsan yaraları da böyledir. Dış kabuktan başlayıp içe doğru aşikâr eder yaralar kendilerini. İşte bu yüzden dün değil de bugün geldim yanına,' diyor. İyileş artık, soy kabuklarını, kendini kabuk sanmayı bırak diye geldim, diyor, şefkatli, anaç bir tavırla. 'İyi de nasıl?' diye soruyorum. 'Öyle çok sarılmışım ki yerini, nedenini ve nasılını bile bilmediğim kabuklarıma. Kabuklarım olmadan çıplak hissetmekten korkuyorum,' diye fısıldıyorum. 'Eee çıplak doğmadın mı zaten?" diyor. 'Yeniden doğmak istiyorsan çıplak olman şart...
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
Gözlerim seni aradı o gün, güzelce giyinmiştim yine, ve mavi çiçekli cam kolyemi takmıştım bu sefer. Sınavların açıklandığı hafta hani benim 52 aldığım ( en yüksek notum da bu oldu zaten, Neyse ) Eve gitmeden Bir merhabaya bağlanmalıydi bu iş. Evdekiler yine sıkıştırdi, bir hafta erteledim belki sınav konuşuruz diye. Ama yoktun, belki de sen eve
Yalnız bir opera
ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim imrendiğin, öfkelendiğin kızdığın, ya da kıskandığın diyelim yani yaşamışlık sandığın Geçmişim dile dökülmeyenin tenhalığında kaçırılan bakışlarda gündeliğin başıboş
iste,istemeni istiyorum- işte gücüm
Suya Varmak Adile -Mutluluğumu ancak en yerinde en anlamı tam en güzel sözler anlatır Geldin sana göreyim al beni Al götür o terlerin o sıcakları dünyasına Büyük bitkileri hatırlayalım Erhan -Sensiz olamazdım zaten, biliyorsun Adile -Bunu öğrenmek büsbütün itiyor beni sana Ne mutu bana, ne güzel bensiz olamadığın Erhan -O zaman sen yoktun Bütün kadınlar vardı o zaman Bir, kadınların yanında iyi oluyordum Balka hiçbir yerde değil Başka hiçbir şey sızamazdı padişah karanlığıma Şimdi bir senin yanında iyi oluyorum Balka hiçbir yerde değil Bu korkutuyor beni Hem mutlu ediyor İstiyorsan -iste,istemeni istiyorum- işte gücüm İşte babamdan kalan istek İste iste Adile -İstiyorum başka türlüsü mümkün değil zaten Denizi işte perdeyle kapıyorum Sızamasın dünyamıza Bu uzak loşluk içinde sabırsızlandığını görüyorum. Saçlarımı çözüyorum bak Şimdi ...
Sayfa 164 - Yky
YÜZÜNÜ ARADIM, GEÇTİM...
(yitirdiğin her şeyde kazandığın bir şey var; kazandığın her şeyde biraz yitirdiklerin. bu yüzden birileri hep ısınıp dururken dinmez üşümelerin...) ben de benim olmayan şeylerle varım; benim olan zaten benimse, olmayan şeylerle... varsam, buradaysam belki de onlar için... yüzün için belki de, yüzün nerede? birbirini tekrarlayan günlerin yaslı
Reklam
YALNIZ BİR OPERA ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
360 syf.
·
Puan vermedi
·
37 günde okudu
Absürt Bir Tip Olarak Orhan Kemal'in Murtaza'sı
Murtaza: (isim) Orhan Kemal’in 1952’de ilk kez basılan romanı (isim) Aynı romandaki aynı adı taşıyan karakter Evet, Murtaza romanı ilk defa 1952’de Vatan gazetesinde tefrika edilmeye başlanmıştır. O zamanlar yaklaşık yaklaşık 20 sayfalık tamamlanmamış bir öykü formatındaydı. Türk edebiyatının değerli yazarı Yaşar Kemal, arkadaşı Tunç Yalman’a
Murtaza
MurtazaOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20183,391 okunma
370 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.