Ne güzel vâkıadır kim bu açıp can gözümü Hâb-ı gaflette geçen ömrümü rüyâ gördüm Ne güzel rüyadır ki bu açıp can gözümü, Gaflet uykusunda geçen ömrümü rüya gördüm.
Gözün üstünde kaşın var demesin kimse bize Gel kalender olalım terk-i diyâr eyleyelim Gözün üstünde kaşın var demesin kimse bize, Gel kalender olalım, bu diyarı terk edelim.
Reklam
Bu hüsnü kendine bâkî kalır sanma ey dil-ber Güzellik pây-dâr olmaz geçer âheste âheste Bu güzelliği kendine temelli sanma ey güzel, Güzellik kalımlı değildir, geçer aheste aheste.
Habâb-ı arzı deryâ-yı muallâk devr ettikçe Edindikçe revân sahn-ı zemîn üstin makarr deryâ
Ağlamasın mı gözüm görüp sevincinden seni Gün yüzün gören girer bir demde yüz bin yaşına
Sana niçin akar bu teşne gönlüm Letafette bir içim su değilsen
Reklam
Ben gözümden gördüğüm ben naleden işittiğim Görmedi işitmedi gözü kulağı kimsenin
"Yoluna cânâ revan etsem gerek cânım dedim. Yüzüme bin hışm ile baktı dedi canın mı var?" Ey sevgili! İzin ver canım yoluna feda olsun dedim. Kızkınlıkla bana bakıp: -"Ay sen yaşıyor musun ki?" dedi
Gül gülse dâim ağlasa bülbül aceb değül Zîrâ kimine ağla demişler kimine gül (Zâtî)
Ne güzel vâkıadır bu ki açup can gözini Hâb-ı gafletde geçen ömrümü rü'ya gördüm.
102 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.