Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Önüne gelene cömert davranmak da bir çeşit zavallılık bence. Korkaklık sayılmasa bile zavallılık.
"Küçük avuntularla anlık mutluluklar yaşamaya çalışmak zavallılık değil de nedir..."
Reklam
Noel yaklaşıyor, bir selam yollamadan edemedim size. Yalnızlığınıza her zamankinden daha güç katlanacağınız bayram günlerinde sizinle olacak selamım. Ama yalnızlığınızın büyüklüğünü duyumsarsanız buna sevinin; çünkü diye sorun kendinize, büyüklüğü içermeyen bir yalnızlık neye yarar? Topu topu tek bir yalnızlık vardır, o da büyüktür, kolay
Kendi varoluşunu amaçsızlığa indirgemiş bir zavallılık sergiliyor insanlar. Dişlerini gıcırdatıyorlar, ısıtıyorlar. Evet, insanı yemek yerken görmek çok canımı sıkıyor. Otlayan bir inekten veya haksız yere ölmüş bir hayvanının leşini yiyen bir sırtlandan farkı kalmıyor gibi pek. Amacı sürekli bir şeyler çiğnemek olan bir toplumun varoluşu neye yarar? Sanırım iyimser olmak daha rahatlatıcı. Veya kendimi öldürebilirim. Fakat bu yasak. Ayrıca işe yaramaz. Faydasız bir eylem. Hem teoride hem pratikte ispat edilmiş. Yine de duvarların rengine canım sıkılıyor. Kelimeleri kullanamamak, onların varlığını doygunca duyuramamak ve kocaman bir ızdırabı beş para etmez hale getirebilmek acziyetini yaşarken, pencereden baktığım güzel manzaranın bir anlamı olmuyor. Yeryüzünde kalan şey hiç masum olmayan bir hayvanlık. Cinai arzuların sürekli arttığı ve legal hale geldiği, kimsenin kendi içine müdahale etmek istemediği ve hatta itinayla kaçırdığı kendi minicik ve sonsuz alemimde, tertemiz uçuk mavi duvarlara bunalıyorum.
Maalesef Türkler
Nejdet Sançar, Türklük Sevgisi isimli kitabındaki Maalesef Türkler başlıklı yazısında şöyle diyordu: "İki türlü Türk vardır. Birinci tip, milli şuuru olan Türk'tür. Bu tip bir soydan gelmeyi övünülecek bir talih sayar, soyunun vasıflarını taşır, ananelerine bağlıdır. Kozmopolitlikten iğrenir, züppeliği sevmez. İkinci tip, milli şuuru olmayan Türk'tür. Bu tip Türk büyük bir milletin ve muhteşem bir tarihin çocuğu olarak yaşadığından habersizdir. Bu iki tip bugün Türk dünyasında birlikte yaşamaktadır. 'Maalesef Türk' acımaya değer bir varlıktır. Zavallıdır. Bu zavallılık onun her tarafından akar. Maalesef Türk'e göre bu milletin büyüklerini ileri sürmek, onlarla övünmek lüzumsuzdur, boştur. Fakat onu çok kere başka milletlerin meziyetlerine hayran ve onları överken bulabilirsiniz." Maalesef Türk'e göre kandil akşamları, kandil simiti almak veya bir ölünün ruhu için sebil dağıtmak geri bir zihniyettir. Ama Noel gecesinde odasında, sizi süslü çam ağaçlarıyla birlikte karşılar.
Sayfa 109Kitabı okudu
... "Dikkat edin kendi çöplüğünde mutlu olmayan hep başkasının çöpünü karıştırır. İnsan kendisi ne kadar kurtarılmaya ihtiyaç duyuyorsa bir başkasına da o kadar kurtarıcı olmaya çalışır. Bu aynen şuna benzer, küçük yaşta bir insan ne kadar çok kontrol edilmiş, baskılanmış, yönetilmiş, fikirlerine saygı gösterilmemişse ilerleyen dönemlerde de kontrol edilmemek adına, baskılanmamak adına, özgürlüğün elinden gitmemesi adına kendisi kontrolcü birine dönüşür. Çünkü çocuklukta hissettiği o zavallılık duygusunu, çaresizlik, âcizlik duygusunu hissetmemek adına ne yapar? 'Başkasının beni kontrol etmemesi için ben onları kontrol etmeliyim' düşüncesine tutunur."
Reklam
Nasıl oldu? Nasıl yaptım? Bilmem anlatabilecek miyim? Ama bir mahkumun celladına,bir koyunun kasabına gülümsemesi gibi bir şey... Düşündükçe tüyleri diken diken eden bir zavallılık...
"Önüne gelene cömert davranmak da bir çeşit zavallılık bence. Korkaklık sayılmasa bile zavallılık."
Sana güzel gelenin başkasına da cazip gelip o güzelliği elinden almasından korkmak veya beğendiğin insanın kendi değerinin farkına varıp seni beğenmeyeceğinden çekinmek... Sebep ne olursa olsun, birinin ışığını söndürerek sana muhtaç bırakmaya çalışmak acınası bir zavallılık...
Her halükârda iyi olabilecek karakter yoktur, fakat zavallılık ve aptallığı makaraya alarak yok edilebilir. Eşeği ele alalım; karakteri neredeyse mükemmeldir, hayvanlar âleminin en yüce gönüllü ruhuna sahiptir, bir yandan da eşekle ne kadar dalga geçildiğini düşünün. Eşekle dalga geçtiğimizde kendimizi yüceltilmiş hissetmekte şüpheye düşeriz.
Sayfa 81
Reklam
'Kötü insanların bedenleriyle insan görüntüsünü korudukları halde, ruhlarının nitelik değiştirip hayvanlaştığını söylerken haksız olmadığını anlıyorum. Ama keşke bunların hayvani ve cani ruhları saldırganlaşıp iyi insanlara zarar vermese, bir tek buna izin verilmese!' 'Buna izin verilmez. Yeri geldiğinde sana bunu kanıtlayacağım. Ama onlara izin verildiğine inandığın bu güç kendilerinden alınırsa, günahkar insanların çekecekleri cezanın büyük kısmı da azalmış olur. Belki bazılarına tuhaf gelecek, ama kötü insanlar istediklerini alamadıklarında değil de, özlemleri giderildiğinde daha mutsuz olur. Çünkü sapıklıkları istemek zavallılıksa, sapıkça davranma gücüne sahip olmak daha zavallılıktır. Bu güç olmadan zavallı istenç kötülük işlemede başarısız olur. Her bir suç işleme durumu kendine özgü zavallılık içerdiğinden, kötülük yapmayı isteyen, buna gücü olan ve bunu gerçekleştiren kişileri gördüğünde onların hepsinin üç kat daha şanssız bir durumda olduğunu anlarsın.'
... Ama bir mahkumun celladına, bir koyunun kasabına gülümsemesi gibi bir şey... Düşündükçe tüyleri diken diken eden bir zavallılık...
Sayfa 124
Hayattan alacaklı olduğumuzu düşündüğümüz sürece yetinmek zordur. Eksiği eksik bırakmak bile zavallılık gibi gelir. Oysa güç, sahip olmakla değil, yoksunluklara tahammül edebilmekle gelişir.
İnsan için hep haklı olduğuna inanmak kadar büyük zavallılık düşünülemez.
Sayfa 36 - Kapı Yayınları - FelsefeKitabı okudu
1.149 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.