“Bütün savaşlarda masum insanlar ölür, hatalar yapılır, saçmalanır ve her zaman, her yerde ahmak ya da ilkesiz politikacılar ve subaylar vardır. Bütün savaşlarda lüzumsuz şeyler yapılır.”
İnsan başlangıçta biri olmadan ya da birinden uzakta yaşayamayacağını sanır; ilk zamanlar acısı o kadar keskin ve süreklidir ki, sınırsız bir batış ya da sürekli ilerleyen, sonu gelmez bir mızrak gibi hissedilir, çünkü mahrum olunan her dakika önemlidir, ağırlığı hissedilir, kendini fark ettirir, bizi boğar; günün saatlerinin geçmesini bekleriz sadece, saatlerin geçişinin yeni bir şey getirmeyeceğini, bekleyişin bekleyişinden başka şey getirmeyeceğini bile bile.