Şimdiye kadar yaptığım konuşmalar, muhtelif ana fikir aynalarında cemiyetin gösterdiği kemâl ve zevâl tezahürlerinin kendi teşhislerimiz zaviyesinden parça parça aksettirilmesiydi. Ama bu defaki öyle değil... Bu defaki, dâvaların dâvası... Bu defaki, temelinden, topyekûn meselemiz... En çetin ve belki yükü kaldırılmaz dâva... Onun için, Yunus'un dediği gibi "zehirle pişmiş aşı yemeye kim gelir?" diye ifadelendirebileceğimiz bu dâvaya, dünyalar arası büyük murakabe gözüyle bakabiliriz. İşte sizi, sofranıza zehirle pişmiş bir kazan aş sunduğum takdimiyle, lezzetli iftarınızdan sonra, öyle bir acı iftara davet etmekteyim ki, fikir çilesini sevmeyenlerin dilini yakabilir ve yüzünü buruşturabilir. Büyük muhasebe işi bu, kolay değil...
Sayfa 7 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Yunus'un tabiri ile "zehirle pişmiş aşı yemeye kim gelir?"
Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
YAŞAMAYA DEĞER HAYAT ve AKIL...
- " (...) Aslı İslâm olan dünyada, iyi ve kötünün karışımından seçmeye memur her ikisini de almaya kabiliyetli nefs-akl’ın, bağlanacağı ruhîliğin hakikatini bulması, “yaşanmaya değer hayata” dairdir. “Akıl, sormaya memur!”; nerede olsa, şübheler ondan doğar. Şübhe, hem tekâmül, hem felâkete sebeb olan; İslâm’da “nefs tezkiyesi-nefs muhasebesi” denen de buna dair… Yunus Emre: “Zehirle pişmiş aşı yemeye kim gelir?”… Mevlâna Celâleddin-i Rumî Hazretleri’nin, “Bu taife elini küfre değdirse Şeriat doğar, câhil elini Şeriat’a değdirse küfür doğar!” dediği; dünya ve Şeriat’a bakan, gerçek Müslüman’la câhil farkı…" (Salih Mirzabeyoğlu-Ölüm Odası B/Yedi: Kalb Saati -Baran Dergisi, 390. sayı)
Işte Islamda gizli olan merhamet budur; açık olan acı ilaç kılıç... Yunus Emre soylesin: Zehirle pismis asi yemeye kim gelir? Amma sonu ebedi afiyet...
Sayfa 283Kitabı okudu
"Yunus Emre söylesin: "Zehirle pişmiş aşı yemeye kim gelir?" Amma sonu ebedî âfiyet..."
41 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.