Bir elma çürük çıktı diye
Tüm sepeti atma
Kahrolsun tüm kadınlar deme diyorsun.
Sepetten bir elma daha seç
Yeniden sevmeyi dene.
Kendini hiç işin içine katmıyorsun
Sepette olmadığını Tanrı söylemiş olmalı
Bu kadar güzel konuşuyorsun.
Sonsuza kadar mı sürecek bu seçim
Oynadığımız bir oyun değilse,
Benim kötü talihimdendir.
Sepetteki tüm elmaları denedim
Hepsi kurtlu çıktı.
Bir keresinde kurtlu elmaya bile razı olur hale geldim.
Kurdu beni beğenmedi.
Kahrolsun kadınlar demeyim de ne diyeyim.
Bana kıyak geç Tanrım
Ya da al bu elmaların tümü senin olsun.
Bu zehirli bu kurtlu elmalar yüzünden
Durmadan günaha girişim evimi işimi bırakışım.
Yoksa ben cennetlik cennetlik adamdım.
Bir şey diyeceğim!
Yok, yok demeyeceğim!
Vazgeçeceğim!
Aslında başka bir şeydi söylemek istediğim.
Yazdım, sildim.
Yazdım, sildim.
Seni düşünüyorum ne yalan söyleyeyim. Ama sorsan söylemem! Sen anla! Hisset ya da.
Yormak istemiyorum artık hiç kimseyi. Yorgunum zira! Yeniden kurasım yok hiç, aşka dair cümleler. Kelimeleri yan yana getiresim yok bir
Gelinlik denen kefenlerin içine sok onu.
Evlilik denen tabutlara tık.
Ve ailenin dibine, en dibine göm.
Kucağında çocuklar, kalbinde korkular.
Oradan dışarı çıkamasın, sokağa adım atamasın.
Utanç ve çaresizlikten güzel elbiseler dik üzerine.
Saçlarını dikenli taraklarla tara; aralarına zehirli çiçekler dola.
Üzerine güzel güzel kapılar
Hayaller kurmayı veya peri masallarına inanmayı bırakalı uzun bir zaman oluyordu. Ben şu kızlardandım; bilirsiniz, saat on ikiyi vurduğunda külkedisine değil bal kabağına dönüşenlerden... Bir külkedisi masalında bile prenses değil kesinlikle onu baloya götüren o araba olurdum veya pamuk prenses masalındaki zehirli elma olurdum. O kadar ki ben saçları kesilmiş bir Rapunzel olurdum. Benim beyaz atlı prenslerim daima beni kurtarmak için geldikleri yolda, uğruma ölürlerdi. Kurtarılmayı beklerken kaybolmuş zavallı bir ruha sahiptim. Çirkin olduğum için değil, çok güzel değildim ama kesinlikle çirkin değildim. Sadece, bendim işte; hayal kırıklığı.