"Haydi gezmeye gidiyoruz"
Diyerek ölüme götürmek adettendi. Anne bilirdi bu kelimelerin ne anlama geldiğini. Oynaya zıplaya, sevinçle giden kızının arkasından son kez bakarken yığılıp kalırdı dizlerinin bağı çözülerek.
"Gezmeye götürüyorum" diyen babanın tekmesiyle derin bir kuyuya yuvarlanmaktı kız çocukların kaderi...
herşey onun irade ve meşietiyle olur. İstediği olur, istemediği olmaz. Her ne isterse yapar. İstemezse, hiçbir şey olmaz.
Âkıbeti görmeyen, bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzetlere tercih eden hissiyat-ı insaniye, akıl ve fikre galebe ettiğinden ehl-i sefaheti sefahetten kurtarmanın çare-i yegânesi; aynı lezzetinde elemi gösterip hissini mağlub etmektir.
Ben, firaktan, zevâlden çok inciniyorum. Halbuki, sevdiğim dünya ve dünyevîyeler, müfarakatla beni bırakıp gidiyorlar. Ben de gideceğimi biliyorum.
"Kötü ne kadar güçlü, ne kadar zorba olursa olsun, ilahi tecelli karşısında asla ayakta kalamaz."
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla ve Onun yardımıyla.
Allah'tan başka ilâh yoktur.
Ey Mevlâm! Âyetü'l-Kübrâ hürmetine, beni tüm sıkıntılardan kurtar.
Allah'tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. O birdir ve hiçbir şeriki yoktur. Mülk umumen Onundur; hamd bütünüyle Ona aittir. Hayatı veren de, ölümü veren de Odur. O, kendisine ölüm ârız olmayan Hayy-ı Ezelîdir. Bütün hayır Onun elindedir. Onun kudreti herşeye yeter. Herkesin ve herşeyin dönüşü de Onadır.
Nursi, Mısır'daki El-Ezher'e muadil, adını Medresetü'z-Zehra olarak düşündüğü Arapça, Kürtçe ve Türkçe lisanlarıyla eğitim yapan bir medrese kurulması için çok çabaladı. Bunun için fikirlerini II.Abdülhamit yönetimine sunsa da kabul görmedi. Akabindeki ikinci girişimindeyse tutuklanarak akıl hastanesine gönderildi.
