Zaman, uygarlık denilen insan zekà ve beyninin madde çizgisinde hangi üst noktalara ulaşırsa ulaşsın, ruh sefil kaldı mi sonuç tarih öncesi sonuçlarından daha değişik olmaz. Ne yazık ki, medeniyetleri yaratan zekâ bir beyin kontağıdır; cevherini ve hareketi ruhtan alan bir medeniyet insanların gerçek cenneti olur.
Küçük Asya'da, tiyatırdaki Türk gibi (açılış buselik, acemaşiran peş­rev, kapanişta on bir diye'zek) kirli çıkınından dansözlere kuruş saçıp cümle kapısında sersefil, paşalara on para sadaka için musallat olu­yormuş.
Reklam
Erdhej
Em erdhej in, Ev em in, hemû pêk ve, Bûn kolana Van bajaran û bûn golên nav Meydanan ! Ev em in, Çi qasî mê ye Hemû yek navê wan heye ku Zekê ye Û Çi qasî nêr e Hemû yek serê wan heye Ew jî serê Mûsa Anter ' î ye !
Sayfa 72 - BelkîKitabı okudu
Eşitlikten Ne Anlıyoruz?¿?
Eğer eşitlik insan olmakta ise herkes eşittir. Eğer eşitlik hukuk önünde eşitlikse herkes eşittir. Eğer eşitlik biyolojik özellikle ilgiliyse herkes aynı inorganilk maddelerden yaratılmıştır. Ölümlüdür ve eşittir. Eger eşitlik fiziksel güzelikle ilgliyse kimse eşit değildir. Eger eşitlik parasal birikimle ilgiliyse kimse eşit değildir. Eğer eşitlik zekå düzeyi ile ilgiliyse kimse eşit değildir Eger eşitlilk şeref ve fazilette ise kimse eşit değildir. Eger eşitlik toplumun onu sevmesinde ise kimse eşit degildir. Eger eşitlik topluma faydalı olmakta ise kimse eşit değildir Eger eşitlik vatanseverlikte ise kimse eşit değildir. Eğer eşitlik görevini tam yapmakta ise kimse eşit değildir. Eğer eşitlik ruh zenginliğinde ise kimse eşit değildir
Son yillarda EQ (Emotional Quation)'nun in n başarısında IQ (Intelligence Quation) kadar önemli olduğu üzerinde durulmaktadır. EQ kavraminın öneminin keşfedilmesi yenidir. Kişinin mantıksal zekà katsayısınun yüksek olmasının başari sağlamasına yetmediği, başarilı olmak için duygusal zekà katsayısinın da yüksek olması gerektiği açığa çıkti. Hem IQ'su hem de EQ'su yüksek olan kişiler, kişilerarası ilişkilerde başka insanları daha çok etkileyebilmektedir.
İnsanların Dünya karşısındaki kayıtsızlığını da işte tam bu anda kendi zihninde yakaladı ve babasının sözlerine bir anlam vermeyi başardı: Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazan o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zek ve safadan, lezzet ve şehvetten bir alem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı.
Geri111
117 öğeden 111 ile 117 arasındakiler gösteriliyor.