"pratik zeka"...doğası gereği pratiktir.Bit başka ifadeyle,sadece bilgi olsun diye bilgi değildir.Durumları doğru okumanıza be istediğinizi almanıza yardımcı olan bilgidir.
“Üçüncü aşamada, bütün duyulanımlar tamamen zihne taşınır. Zevk, yorgunluk kadar artar, ama beden artık hiçbir şey duymaz ve eller, kollar yorulacağına, hayalin sonunda bitap düşen, gevşeyen zekâ, istenç ve heyecandır... Bu noktaya varınca, artık hayalin en üst evresine geçme vakti gelmiş demektir.” İkinci evrede kişi kendi için romanlar inşa eder. Yukarıda da söylediğim gibi, hayali zihne tam olarak zerk etmeden buna girişilmemelidir. Yoksa, roman yaratmak için başta harcanacak çaba, hayalin mükemmel bir şekilde zihinselleştirilmesini engeller.”
İyi akşamlar 1K! 2 adet ödül almış Yazarımızın okuduğum ilk eseri ve belki de en iyisi. Yaşamı boyunca; öğretmenlik, denizcilik, editörlük ve üniversitelerde hocalık yapmış gelişimini birçok yönde tamamlamış önemli bir yazar oluyor kendileri.
Kitabın Olay Örgüsü;
Baş karakterimiz, Charlie adında otuz iki yaşında zekâ seviyesi bir hayli düşük,
Hayatın rasyonel bir şekilde yürütülmesi mümkün değildir . Zekâ kural olamaz. Cennetten Kovulma efsanesinde belki saklı olan şeyi o zaman anladım: Adem' in sözde Bilgi Ağacından yemesine yol açan o ayartmanın korkunç ve gerçek anlamı bedenime çarpan yıldırım gibi ruhumun gözüne çarptı.
Zekâ var oldugu sürece hayat imkansızdır.
Bence dünyada yaralı bir kadından daha güzel bir şey varsa o da yaralarını korkusuzca yazabilen kadındır. Çünkü onda hayatın en muhteşem bileşimi vardır: zeka ve cesaret.
Aşka gönül ile düşersen yanarsın. Zekâ ile düşersen kavrulursun.
Akıl ile düşersen çıldırırsın. Duygu ile düşersen gülünç olursun.
Aşka düşmezsen kalabalığa karışırsın, ezilirsin.
Sersem sersem bakınıp durma, bir yol seç.
Eğer erkek yeterince zekiyse yavaş yavaş kılıbık olur. Sadece aptal ve inatçı insanlar asla kılıbıklaşmaz. Birazcık zeka ve erkek bunu anlar: O ne derse desin dinlemek ve yapmak daha iyidir. Aksi takdirde günün yirmi dört saati senin peşinde olacaktır.
Asıl yönetim işi daha çok yerli astlar tarafından yapılır; despotizmin belkemiği, memurlar değil ordudur. Arkalarında ordu oldukça memurlar ve işadamları, aptal bile olsalar güven içinde işlerini yürütebilirler. Ve çoğu gerçekten de aptaldır. Zeka yoksunu ama kendilerine saygılı bu insanlar, aptallıklarını çeyrek milyon merminin arkasında geliştirip güçlendirirler.