Aynada güzel gözüken ama fotoğraflarda çirkin çıkan insanoğlu düşündü düşündü ve çok zekice bir çözüm olarak aynada kendi fotoğrafını çekti.
“Çocuklar çok küçük yaşlarda matematiği anlamaya başlıyorlar ve yaşlarıyla birlikte matematiksel birikimleri de artıyor. Hem okullarından hem de günlük hayata dair deneyimlerinden matematikle ilgili birçok yeni şey öğreniyorlar. Fakat, özellikle okullarda aldıkları matematik eğitimi nedeniyle kafalarında gittikçe tek bir matematik tanımı oluşmaya başlıyor ve ne yazık ki her matematiksel durumun tek bir çözüm yöntemi, her matematiksel sembolün ve bağıntının tek bir duruma özgü olduğu gibi yanlış görüşler üzerine kurulu bir anlayışa sahip oluyorlar. Bu yüzden, hem aileler hem öğretmenler hem de araştırmacılar çocukların gündelik yaşamdaki deneyimlerinden edindikleri matematik bilgilerinin, gündelik yaşamda karşılaştıkları matematiksel durumlara buldukları çözümlerin ne kadar önemli olduğunun farkına varmak zorundalar. Çocukların kendi buldukları çözümleri destekleyip yeteneklerini sergilemelerine izin vermeliyiz. Zira yaratıcılıkları ancak bu şekilde gelişecek ve böylece matematiği sevip günlük hayatta karşılarına çıkan matematiksel durumlara buldukları zekice çözümleri sınıflara da taşıyacaklardır. Artık matematik problemleri deyince insanların korkmak yerine gülümsediği bir matematik tanımı yapıp insanları kalıp bilgileri ezberlemeye değil yaratıcılıklarını kullanmaya ve araştırma yapmaya teşvik eden bir matematiksel anlayışı benimsemeliyiz.”
Sayfa 367Kitabı okudu
Reklam
Yazıyı içselleştirmiş insanlar yazı yazmakla kalmaz, konuşma biçimleri de okuryazar konuşması olur; başka bir deyişle sözlü anlatımlarının düşünme ve sözelleştirme biçimleri bile, değişen derecelerde, yazma bilmeselerdi bilemeyecekleri bir düzene sokulur. Okuryazarlar, kendi biçimlerine uymadığı için sözlü geleneğin düşünce düzenini saf ve basit
Sayfa 74 - Metis yayınları
“İçinde bulunduğumuz durumu yüceltmek suretiyle, sıkıcı hayatlarımızın katlanılır olduğuna inanmamız, bizi kati intiharlardan uzak tutmak için olmadık oyunlar geliştiren aklımızın icat ettiği zekice bir çözüm değil midir zaten?”
Sayfa 132 - Hep KitapKitabı okudu
Gerçeklik algım bozulacak; kötünün körülüğünü göremeyecek kadar iyimser olmaktan sana sığınırım Allahım. İsterim ki eşya oldukları gibi göreyim, mahiyetini bileyim, ama netice hakkında iyimser olayım. Şu an olan bitenin aslında ne olduğunu anlayıp bildiği halde zekice oyunlarla şerri hayır gibi göstermenin hayra yormak olmadığını , sadece algıları bozacağını, şerri tanımanın, farkında olmanın ama hayra çıkması konusunda da ümitleri korumanin en sağlıklı yol olduğunu düşünüyorum. Şerri göremeyecek kadar iyimser olmak için eğitilen bir zekanın oyunları ile oyalanmaktansa, ona çözüm arayan rasyonel bir zekânın, elbette bir parça üzüntü içeren, çabalarını tercih ederim.
KARNINDAN KONUŞAN KÖTÜLÜK
Şu anda içinde yaşamakta olduğumuz güncel dünya da dahil olmak üzere geçerli olan temel kural antropolojinin en karanlık bölgelerinden çıkıp gelen bağış ve karşı bağıştır. Eğer doğal dünya bize bağışlanmış olan bir şeyse, bu durumda ona bir karşılık verilmesi gerekmektedir. Karşılık verilemiyorsa bu durumda doğal dünyanın yok edilmesi gerekir.
Reklam
130 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.