"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Ard arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım.
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
🥀
Ilk Mehmed Uzun kitabım yani bir tanışma kitabı benim için "Aşk gibi aydınlık ölüm gibi karanlık "
Derin tarihe girmeden yüzeyde dolaşmak istersem kitap için ne diyebilirim diye sordum kendime "öncelikle " merak duygusu hakimiyeti diyebilirim .. daha erken saate başlasaydım şimdi yatmak zorunda kalmazdım acaba ne olacak diye
Sezen Gülbar / Zemheri Zürefası
Bazı hikayeleri anlatmaya gücünüz yetmez, diliniz lal olur. #ZemheriZurefası bende bu etkiyi yarattı. Erzincan’ın küçük bir köyünde bir çok kişiyle tanışıp birçok duyguyu yaşadım. Oradan ayrılıp İstanbul’a gelince onların yaşadığı aynı hüznü ve şaşkınlığı yaşadım. Kayıpları kayıplarım, umutları umudum oldu. Ben bu
'Yatağımın üzerinde oturup dizlerimi göğsüme çektim. Özlemin kokusu sardı yine etrafımı ama bu defa ağlamayacağım. Söz verdim kendime, "artık ağlamak yok" diye. Sanırım bu kendime verdiğim en aptalca sözdü. Tutamayacağımı biliyorum çünkü.
Çarşafın çiçekli desenlerini göz hapsine alırken yine geçmişimi sorguladığımı fark ettim. Hiç bir suçum olmadığı halde, bu kadar acı… bu hiç adil değil. Zaten dünya ne zaman adil oldu ki?
Üzgünüm, birazda mutsuz ama en çokta kırgın. Ağlamayacağım demiştim değil mi? Bak yine tutamadım verdiğim sözü. Yine göz yaşlarımı benden habersiz firar etti. Şu başına buyruk duygularımı bir türlü dizginleyemedim zaten. Yine konuşmaya ihtiyacım var ama ben yine yalnızım.'
Tamda bunu düşünürken iç sesim devreye girdi...
"Kendin seçtin bu yalnızlığı şikayet etmeye hakkım yok."
"Evet" dedim sessizce ve ekledim "şikayet etmeye hakkım yok"
Açar,
Kan kırmızı yediverenler
Ve kar yağar bir yandan,
Savrulur Karacadağ,
Savrulur zozan...
Bak, bıyığım buz tuttu,
Üşüyorum da
Zemheri de uzadıkça uzadı,
Seni, baharmışın gibi düşünüyorum,
Seni, Diyarbekir gibi,
Nelere, nelere baskın gelmez ki
Seni düşünmenin tadı...